televizyon dizisi

  1. her ülkede çoğu kanalda gösterimde olan,farklı günlerde/haftalarda gösterilen bölümlerden oluşan görsel sanat.

    sanatın da arz-talep ilişkilerine yenik düştüğünün güncel örneği olmuşlardır artık. türkiye için de durum farklı değildir tabi. günlük zorunlu işlerinden arta kalan kocaman zamanını, oturma odasında televizyonun karşısında uyuşurken geçiren yurdum insanı için yüzlerce dizi yapılsa da çoğunun belli bir standart içerisinde olduğu hemen gözlemlenebilir. tabi bu standartlar zamanla oluşmuştur. halk neyi talep ederse onun üzerine daha çok gidilmiştir. belli tip diziler sayıca ve bütçe olarak gittikçe çoğalmaya başlamıştır. oysa ki ne enteresandır, yapılan araştırmalara göre türkiye'de büyük çoğunluk televizyonu nadiren izler, izlediği zaman da çoğunlukla belgesel programlarına ilgi gösterir.

    eğer bir vampircik.com okuru bir gün dizi yapmak isteyecek olursa diye hemen, neler yapmalı kısaca belirtelim:

    öncelikle diziler kanallara ilk olarak on üç bölümlük bir paket halinde giderler. bu on üç bölüm içinde rayting alamayan diziler kanaldaki ilgili kişiler tarafından çöpe atılabilir. diziyi yapanlara "tamam kardeşim bu diziyi devam ettirmiyoruz, sizle iş yapmayacağız artık" denilebilir. sonuç olarak özel kanallar ticari kuruluşlardır. ticari kuruluşlarda ana hedef para kazanmaktır.(bkz: genel işletme ders notları). işte bu yüzden bu on üç bölüm içerisinde öyle bir olay araya sokuşturulmalıdır ki, tüm magazin programları, ana haber bültenleri, talk showlar bu olaydan bahsetmelidir, diziye olan talebi arttırmalıdır. örneğin hasta bi yakınını iyileştirmek için para bulması gereken bir kişinin ahlaksız teklifleri kabul edebilmesi gibi. başka bir örnek de kesinlikle toplum yapısıyla alakasız olan davranışları, karakterlerin töre, namus vs. adına ekranlarda gerçekleştirmesi olabilir. tabi ki milyonların gözü önünde biraz daha dikkat çekebilmek için, toplumsal tabularla hafiften oynamayı normal kabul etmesi lazımdır diziyi yapanların. eğer okumuş etmiş birileri size yanlış davranışlarınızdan ötürü olumsuz eleştiri yapacak olursa da şu kalıbı kullanarak cevap vermeniz önerilir. "ama bu dizi sayesinde kaç kişi ekmek yiyor biliyon mu sen bakıyım!?"

    karakterler de şu şekilde olmalıdır ya da şu şekle sokulmalıdır: öncelikle yakışıklı(sinema, tiyatro alanında bir tecrübesi ya da eğitimi olması gerekmez yakışıklı olsun yeter) bir "esas oğlan" gereklidir. bu karakterde olması gereken diğer özellikler şunlardır: para, para, para. aksesuar olarak kesinlikle bir adet 4x4 arazi arabası,bir kaç takım elbise ve burnun hemen aşağısına konulmak suretiyle bir adet bıyık(daha sonra isteğe bağlı olarak, esas kızın ısrarları üzerine bıyık kestirilebilir). tahsil önemli değildir, hatta olmasa daha iyi bile olur. bir adet ağalık, holding yöneticiliği ya da ikisi birden şarttır.

    esas kıza gelince: bu karakteri oynayacak oyuncu oyunculuktan ziyade mankenliğe yatkın olsa daha bir rayting canavarı olursunuz muhtemelen. yurdum abazan erkek nüfusunun yanısıra, kendisine benzemek gibi ulvi bir amaca yönelmiş genç kızlarımızı da ekran başına kolaylıkla bağlayabilmeniz içindir bu. oysaki siz bu diziyi yapmasaydınız, o gençlik kesinlikle belgesel izliyor veya kitap okuyor olacaktı ya neyse. bu kızımızda olması gereken özelliklerin başında ise büyük şehirde üniversite okumuş, sözde bilgili tahsilli biri olması gelir. her meslek olabilir, ama esas oğlanın kocaman holdinginin yaptığı işlerle ilgili bir meslek olsa oh ne aladır, bir sürü bölüm sırf bu ilişki üzerinden yazılabilir. söz konusu "esas kız" ın işi gücü yoktur. paralı zengin koca ya da sevgili bulmuştur daha ne işi olsundur. arada bir delirip kendi başına buyruk işlere girişmesi önerilir, diziye heyecan katar.(burada hemen bir dipnot düşelim: önerdiğimiz ve yine türk kadını tarafından talep edilen bu karakter modelinin aksine; türk kadını çalışmak, kazanmak ,kendi ayakları üzerinde durmak ister, tabi araştırmalara göre).

    yukarıdaki iki karakterden biri mutlaka(özellikle sezon finaline doğru) bir sebepten hastanelerde yoğun bakım ünitelerinde gezdirilmeli, ertesi sezon iyileştirilerek, merak içerisindeki seyirci sevindirilmeli, günlük dertlerden uzaklaştırılmalıdır.

    bir de aile büyükleri olmalıdır. çünkü, özellikle "esas oğlan"ın köklü bir aileye mensup olması kesinlikle olmazsa olmazdır*. bu aile bireyleri gelini ya da damadı genel suretle çekiştirmeli, bazen de arkasından kuyu kazmalıdır. ancak "hiç beklenmedik!" bir anda bu kişiler arasındaki buzlar eritilmeli ve ekran karşısındaki kızlar tam diziden sıkılmışlarken heyecan içerisinde bekletilmelidir. esas oğlanın babası önceleri holdingin patronu iken daha sonra emekliye ayrılmalı, yerini oğluna bırakmalı, "esas kız"ın gözleri faltaşı kıvamında açtırılmalıdır.

    diğer karakterler hizmetçi, kahya ıvır ve zıvır rolleridir. bunlar arada bir patronlarına ihanet ettirilmeli ama mutlaka sonuç olarak yaptıklarının cezası çektirilmeli, "patronlara sadık olalım" mesajı verilmelidir.

    ayrıca dizide sıkça; silah, kurşun, kırmızı gül gibi motifler resmedilmelidir.

    repliklerde sıkça; ölüm, para, şeref, haysiyet, ihanet, aldatma, nerde lan o herif(!), gibi kelimeler/cümleler kullanılmalıdır.

    mekan olarak yerel-lüks mekanlar seçilmeli, ama buralar soğuk yerler olmamalı,çoluk çocuğa buralarda oyunlar oynatılmalı, "esas oğlan" ve "esas kız" ın bu çocuklara sıcak ilgi göstermelerinden mütevellit izleyicinin onlara karşı sempatisi kazandırılmalı, dolayısıyla raytingler gökyüzüne çıkarılmalıdır. (izleyiciye esas oğlan için "aaa bak falancaya silah çekti, hakaret etti ama aslında ne kadar iyi birisi" dedirtilmelidir)

    şimdilik bu kadar yeter, ayrıntıları da kanaldaki uzmanlarla konuşursunuz olur biter. son olarak dizimiz servise hazır. afiyet olsun, tabi "yiyen vatandaş" bulunursa.


    (#70706) diefabelhafteweltderamelie|26.12.2006 23:07|