yengeç burcu

  1. bunlar sahilde takılırlar öyle kendi hallerince. bilumum küçük canlıyı kıskaçlarıyla yakalayıp yemekle meşgul olurlar. bir gün sular çok çekilir. malum, med-cezir vakası. hiç umursamazlar. nasıl olsa mesele tanıdık bir objenin dünyaya olan samimiyetinden kaynaklanır. gittikçe denizin içlerine yürür, yürür. hatta hala yürür. bu esnada da düşünmez ki bu su tekrar yükselirse diye; tek şey o anda yürümek istediğinden yürümesi gerektiğidir. sonra sular aniden yükselmeye başlayınca da "amanın amanın" şeklinde kıskaçlarını bu sefer canını kurtarmak isteğinden çıkırdatarak sahile koşmaya başlar, yarısını koşar yarısını suyun altından nefesini tutar. nihayetinde karaya çıkar. hemen yuvasını buldurur ve girer içine. takriben daha evvelden bahsettiğmiiz şu tanıdık objemizin bir tam dönüşü miktarınca çıkmazlar yerlerinden. ve ay döner. bir anda tekrar kumsallarda başlarlar koşuşturmaya. deliğe girerkenki hiç bir hatıranın olumsuzluğu kalmamışçasına. tekrar med-cezir, tekrar içinden geleni yapmak, tekrar dalga, tekrar delik, tekrar bekle. ilginç olan bu kadar hızlı hafıza silme tekniklerinin kablosu bu yaratıklarda "çözdüm" prizine takılıdır. canım istedi ve çözdüm. iyi hadi hayırlı olsun bakalım deyip böyle ufak bir tebessüm takınılmalıdır. çünkü "gene dalgaya boğarım seni" demekten başka, çok da mantığını aramamak lazım bu canlıların. bulamazsınız çünkü. siz oturduğunuz yerden sadece, dalgaları farkedip de kaçışırken aslında ne kadar da sevimli bir korku içinde tıpış tıpış koşturduğu anı kaçırmayın. o alıyor insanın gözündeki mantıksızlık helezonlarının yol açtığı kamaşmayı.

    - kooooş ben geliyorum!
    *çıkır çıkır çıkır çıkır*
    (#63394) yfkn|21.11.2006 23:42|