teraziyi anlamak çoğu zaman zordur. bir terazi konuşkan, cana yakın, gülen, güldüren biriyken kısa bir süre sonra konuşmayan, kısa cevaplarla geçiştiren, dalıp giden biri haline gelebilir. bu değişimin nedeni söylediğiniz basit bir söz, bulunduğunuz ortama katılan yeni biri, aklına gelen herhangi bir şey ya da akşamüstü deniz kenarında bir çay bahçesinde otururken gördüğü patlamış mısır satan yaşlı amca bile olabilir. bir ortamdaki kişi ya da kişilere göre değişebilen ruh halleri ve davranışları kendilerini çok fazla paylaşmak istememelerinden kaynaklanabilir. aslında paylaşmak istememe de değildir olay. sadece karşıdaki kişinin terazinin içini bilip bilmemeyi, hak edip etmemesiyle ilgilidir.

olayları mantıksal bağlar kurarak, bir çok açıdan, ayrıntılı ve uzun süre düşünürler. karar verirken zorlanmalarının nedeni de budur. olasılıklarla uğraşırlar. tüm olasılıkları hesaplamış olmalıdırlar. çünkü bir kere karar verecektirler.

güzel olana karşı ilgilidirler. her şeyi beğenmez ve her şeyden mutlu olmazlar. mutlu oldukları şeyler bile değişkendir çünkü. ayrıntılara önem verirler ve mutluluklarını çoğu kez bu küçük ayrıntılar besler. bir söz, bir bakış, kendi emeğinizle yaptığınız basit ve ucuz bir hediye, onu uzun süredir istediği ama sahip olamadığı başka bir şeyden çok daha fazla mutlu edebilir.

terazi insanı kolay ya da zordur, kesin ya da belirsiz. belki de kesindir ama kafasındaki değişkenler çok olduğundan da belirsiz...