bit

  1. ilkokul yıllarında sık sık saçlarımda beslediğim böcekciklerdir. okulda öğretmenimiz her pazartesi eline iki kurşun kalem alır bizim kafalarımızı onunla karıştırırdı. karıştırma işlemi bitince de kafasında bit gördüğü öğrencilerin isimlerini sayar, ismini söylemediği öğrencilerinin sınıfın dışında beklemelerini isterdi. sınıfta bekleyen garibanlar* artık anlarlardı ki bitli takımındaydılar. dışarıda bekleyen arkadaşları tarafından bir dahaki haftaya kadar vebalı muamelesi görüp üzüntüye gark olurlardı. sonra bunun anneye haber verildikten sonraki safhası vardı ki ;bu vebalı muamelesinden de beter olurdu. artık okuldan gelir gelmez annenin kucağına yatılır, saçlar didik didik saatlerce kontrol edilir, akşam da anti bit şampuanıyla yıkanılırdı. en komiği de o şampuanla yıkanma bölümüydü. annem her seferinde 'sakın gözlerini açma, açarsan kör olursun' dediği için gözlerimi sımsıkı yuman ben saçlarım durulandıktan sonra gözlerimi açınca ilk anda pek bir şey göremez ve kör olduğumu sanıp ağlamaya başlardım.* bu üç harfli adı olan ve minicik boyutlu hayvanın akıllarda bıraktığı şeyler pek küçük olmuyormuş buradan da bunu anladım ben.
    (#50646) derya kuzusu|05.10.2006 18:06|