dolmen

  1. üç büyük taştan oluşturulmuş taş devri mezarı...

    ölüm her zaman mı vardı beyni kanayan ölümden azadelere inat? yoksa her yaşamanın ardında yine yaşamışlığımıza inat bir ölmek mi vardı? ne ölümler yaşadık olur olmaz uyku aralarında göz bebeklerimizin nuruna aldırmaksızın, çocukluğumuzun en delikanlı kokan hayallerine baş kaldırmak istercesine ne ölümler tanıyıp tanıtmışızdır biz insanlar en başlardan beri, ne şarkılar yazmış ne şiirler söylemişizdir adına, ne lokman efsaneler anlatmışızdır çocuklarımıza yahut torunlarımıza kendi korkularımızı gizlemek istercesine kaçamak bir bilinç altı ile. ölmek fiziksel yetilerimizi kaybetmek değildir bence; sevmeyi yitirmek, yastığımıza dökülen göz yaşlarımızdan yansıyan yahut kahkahalarımızla büyüyüp de gelinlik çağına gelen small beden hayallerimizi yitirmektir ölüm. insan olduğumuzu unutmak yahut unutturmak başka bir sevdalıya, bildiklerimizin ardına gizlenip bilmediklerimizi öğrenmek istememek, asi olmak yaradılışımıza inat belli bir ölçü miktarı koymadan yaşamışlığımıza, yüreğimizin en sevda yanlarına konulan umutları öğrenemeden öğretemeden yahut; bir başka gözleri maviye yitip gitmektir ölüm...

    hakikatimiz yolumuza konan taşların ayağımıza her batışında, alabildiğine gündüzümüzü aydınlatan gölgemize ağız dolusu sözmek değil ağız dolusu sevmektir, yaşamak deriz bizler buna! ölüm ise hakikatten öteye, bizden öte herşeyden ziyade sevda kokan bir cennetin avuçlarında kavuşmaktır o büyük sevdaya....
    (#48837) muzafferercan|01.10.2006 12:06|