belli bir tanıma sokulamayan duygular silsilesi. o kadar duygu yoğunluğu yaşarsınız ki artık hayatta okul, iş, kariyer, aile gibi kavramlar ikinci plana atılır. beklentiler üst seviyededir ve iniş çıkışlara sahiptir

aşk. bir defa yaşanır ve bu ilk okul, orta okul, lise, üniversite aşkı gibi değildir. herhangi bir sıfat ile tamlanamaz ve sadece aşktır. karşılıklı olmalıdır çünkü karşılıksız ise saplantı halini alır.

insanın aklını başından alıp havalara uçurur. insana özgüven pompalar. insana aşık olduğu kişiyi ilah yada ilahe yapmayı mecbur kılar. hormonlar o kadar tavan yapmıştır ki başka bir şeyi, başka birini düşünmeyi olanaksız kılar. yaratıcılığı beraberinde getirmez, başarıyı asla çekemez ve hep ilgi ister ve ilgisizlik soldurur.

neredeyse yazılan romanların %99'unda aşk konusu işlenmesine rağmen belli bir konuma asla konulamaz çünkü herkes kendi aşkını yaratır. mutlak suretle bitecektir çünkü her güzel şey bir gün bir yerde bir zamanda ve ansızın bitmeye mecburdur. bittiği zamanki acı insanın bir uzvu*nun kırılması değil kopmasına benzer ve bu acı asla bitmez.

zaman bir sürü güzel şeyi unutturabilir ancak asla aşkı unutturamaz ve ilk aşk diye bir şey yoktur, o yüzden ilki olmayan birşeyin sonu da olmadığı için son aşkta yoktur. sadece aşk vardır insanın hayatında. sadece beraberinde sevgiyi barındırmaz, birlikteliği barındırmaz bazen şiddeti, bazen aşırı kıskançlığı, bazen yalnızlığı da barındırır.

aşk insanın mantığının kalbine yenik düştüğü andır ve bu rüyadan er geç mutlaka uyanılır.** aşkın hayata girmesi engellenemez. ansızın girer ve tüm sinir sisteminizi, tüm duygularınızı ele geçirir ve hoyratça kullanır. tüketir iliklerine kadar ve bir gün bir yerde ansızın aklınızı başınızdan alması gibi ansızın bitiverir.

etkileri uzun süren bir birlikteliğin kısa olması aşkın gücüdür. kısa süreli etkilere maruz bünye ise sadece ve sadece seviyordur ve sevmek aşktan daha güçlü bir olgudur. çünkü sevginin bir başlangıcı vardır ve başlangıcı olan şeyler insanı daha az acıtır.