28 mayıs 2013 taksim gezi parkı eylemi

  1. *

    Hükümetin Taksim Gezi Parkı'nı yıkıp yerine Topçu Kışlası'nı yeniden dikme projesine karşı başlamış, kısa sürede çığ gibi büyüyerek ülke çapına ulaşmış eylemlerin ilkidir.

    Olayların bu denli büyümesine pek çok sebep göstermek mümkün. Ancak bardağı taşıran son damla, polisin kendi halinde takılan, pasifist eylemcilere uyguladığı orantısız güç oldu. Gezi Parkı'ndaki ağaçlara gecenin bir yarısı buldozerle dalan ekipler, ardından polise hiçbir şekilde sataşmadıkları, çevreye zarar vermedikleri halde Taksim'deki göstericilere (sadece onlara da değil üstelik: oradan geçenlere, hatta turistlere) biber gazı ve tazyikli su sıkan polis, bütün ülkede vicdanları ayağa kaldırdı. Ardından başlamış olan hareket, ülke tarihinde (hatta belki dünya tarihinde) eşi görülmemiş bir sivil itaatsizlik hareketidir: Hiçbir partiye, ideolojiye, örgüte mensup olmayan yüz binlerce insan, İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da, Antalya'da... bir araya geldiler, ve bu durumu protesto ettiler. Eleştirilerin yöneldiği asıl isim, geri adım atmaması ile tepki çeken başbakan Recep Tayyip Erdoğan oldu. Ayrıca ana akım medyaya da direnişin boyutlarından söz etmemesi, polisin orantısız güç kullanımına değinmemesi sebebiyle tepki büyük.

    Bu satırların yazıldığı anda eylemler başta İstanbul ve Ankara'da olmak üzere devam ediyor. Dileğimiz, eylemlerin provokasyonlara kapılmadan, hiçbir siyasi emele alet olunmadan ve insanlarımıza, hatta hiçbir canlıya, ve elbette kamu malına zarar gelmeden sürmesi yönünde. Sonuçta ne olursa olsun, Türk halkı bu sivil direniş ile büyük bir başarıya imza attı: Siyasi hiçbir sonuç elde edilemese bile, en azından katılımcı demokrasinin ne olduğu yönünde kendi toplumuna, ve dünyanın geri kalanına büyük bir ders verdi. Apolitik, "adam sende"ci gençlik, bir araya gelen insanların ne büyük bir güç taşıdığını öğrenmiş oldu. Ancak Batı toplumlarının beklentisinin aksine, bu eylemler bir "Türk baharı" değildir, olmamalıdır. Devrim ya da darbe isteği elbette gerçek dışıdır ve eylemlerin amacı olamaz. Öte yandan, gelişmiş ülkelerde bunca protesto önemli yerlerdeki yöneticilerin (vali, emniyet amiri, hatta bakanlar ve başbakan) istifasını beraberinde getirse de, bizdeki yüzsüzlerden bunu beklemek safdillik olur... Biz yine demokrasiye inanıp sonucu sandığa bırakalım, Türk-Kürt, dinsiz-dindar, Alevi-Sünni, tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakıp bir olmanın tadını çıkaralım.
    (#333352) itaatsiz|03.06.2013 18:06|