ergenlik dönemi

  1. bir insanın girebileceği en embesil, görünebileceği en itici, hissedebileceği en psişik, kurtulamayacağını sandığı en dramatik ve başına gelebilecek en utanç verici dönemdir.

    ibibiğinin sapı bile görünmeden kabardıkça kabaran, civcivden bozma sesiyle kurumlu biçimde ötmeye çabalayan horozlar gibidir bu dönemdeki canlılar. kedisi bile bir başkadır. o kadar yani.

    'önce o eli indir' ve 'olum bak git' tripleri eşliğinde bağır çağır konuşulur. çünkü ergen dünya kamuoyuna sesleniyordur. herkes ne denli muhteşem cümleler kurabildiğini duymalıdır.

    akabinde saçma sapan renkte ya da kesimde saç modellerini, pantolonu çatala kadar indirme tribi takip eder. cehredeki koyun gözü sıtayla sivilceler 8.35 dakikada bir sıkıştırılmak sureti ile dürtülür.

    öyle bir aşık olunur, öylesine delicesine olunur, sanki 3 çocuğunun anası/babası terketmiş misali her gece kusa kusa ağlanır. çılgıncasına melankolik şarkılar tek dinleyişte ezberlenirken, hangi nehrin hangi dağları tepeleri aşıp akıverdiği umurda olmaz.
    olmasın da yani. oluyorsa geçmiş olsun.

    anne ve baba, çağdaşlıktan bihaber, pimpirikli ve ileri derecede takıntılı, ruhsal sağlığı bozuk, hayatı yaşamasını bilmeyen, bencil şişman pislik varlıklar olarak görünmeye başlar. yatağın örtüsünden girip, kulaktaki küpeye nasıl vardıkları malesef, aşık olunan insan için yüzlerce olasılığı yazan beyinlerce çözülemez.

    cehrede garip bir orantısızlık vardır, çene don lastiği gibi uzamış, gözler küçülmüş, cilt yağlanmış, yüz ise gerilmiştir. kollar ahtapota o kadar yakındır ki kemer gibi uzun uzun iki yana sallanmaktadır.

    kilo alınmıştır. hatta çoğu genç, besili bir danaya kadar gidivermiştir. çok mu tındır?
    'nsılsa boyu uzun boyuna gider 'diyen teyzeler bazen haksız çıkabilmektedir lakin, haklılarsa da boya gitmekten değil, sevdiceğe kendini beğendirme çabasındandır.

    yemek yemek mutluluktur. kola içmek candır. sigara artizliktir. hele ki sigarayı sallaya sallaya konuşmalar herkesçe pek saygı görüyordur.

    dünya bu canlılara göre bir yer değildir. her yanda umutsuzluk kol gezmektedir.

    şu an bu dönemde olup büyümeye çalışan tüm canlılara sabırlar ve kucak dolusu melankolik parçalar armağan ediyoruz.

    edit: alınmaca gücenmece yok olm, biz de böyle doğmadık heralde.

    edit2: kusa kusa ağlamak da ne ki, siz bi de beni göreydiniz.

    (#325273) felisia|17.09.2012 02:12|