bayan yanı

  1. ahh bayan yanı vah bayan yanı... herkesin vardır en az bir hatırası. rezillik kepazelik bazen de tartışmalarla biten.

    otobüs seyahatlerinde çok karşılaştığım bu uyuz durumla bir defasında tren seyahatimde karşılaştım. evet efenim tren. bilirsiniz trende bayan yanı yoktur. kimse de sormaz. koltuklar geniş diye mi acaba?

    bu kural genel anlamıyla faydalıdır. çok da karşı değilim. sırf bir bayanın yanında oturduğu için titreyebilen hemcinslerimiz var memlekette. yanındaki bayanı tavlamaya çalışan sansar tipler de cabası. salça olurlar rahat vermezler yol boyu. bayan arkadaşlarımın akrabalarımın bu sebeple saatler sürecek yolculuklarda uyuz bir erkeğin yanında oturması beni de rahatsız ederdi efem. iyi ki varsın izocam diyorum bu sebeple. fakat kah yolculuğun kısa olması kah başka yer olmaması ya da yanındakinin eli yüzü düzgün efendi bir tip olması münasebetiyle iki tarafın da rızasıyla birlikte yolculuk edilebilir.

    gelelim tren kısmına. dediğim gibi bir bayanla yan yana yolculuk edilebilir trende. ama sakın yan yana oturduğunuz bayanla restoran kısmında görmesinler sizi anında müdahale ederler.

    bir seyahatimde restorana geçeyim de bir şeyler yiyip içeyim dedim. bilenler bilir tren yolculuğunun en çekici unsurlarındandır restoran muhabbetleri. muhabbetten kastım yiyip içmek, kimseyle konuşacağımdan değil.

    restorana girdim ve pek memnuniyetsiz kaldım. her yer doluydu. 3 tane koltuk boştu. 2 si hemen kapının dibinde duvara bakan erkek yolcularımızın karşısı bir tanesi ise vagon içine bakan, diğerlerine kıyasla oldukça rahat, ferah gözüken bayan karşısı. yol boyu kapıyı seyrederek gitmek istemediğimden bayan diye tabir ettiğim 55-60 yaşlarındaki teyzenin yanına gittim, oturmamın mahsuru var mıdır acaba diye sordum, kendisi de nazikçe tabi, ne demek, buyurun dedi. sağolsun. derken garson kılıklı namus bekçisi geldi başımıza dikildi. sizi şuraya alabilir miyiz dedi. baya kızdım tanıdık bu muameleye ama teyzemin yanında ayıp olmasın diye, çok da kurulmamış olmanın verdiği rahatlıkla geçtim kapı manzaralı koltuğa. tekrar çağırdım kendisini. ben hanımefendiden izin alarak oturdum oraya, size ne oluyor, yol boyunca kapıyı seyretmek zorunda mıyım ben, tanımadığınız insanlara niye sapık muamelesi yapıyorsunuz, nerden buluyorsunuz bu cesareti falan dedim. adam şaşırdı çıkışmama ama namus bekçisi işte o da sesini yükseltti biraz, vay efendim bayanlara çok salça oluyorlarmış, rahatsız ediyorlarmış, sonra da içip içip iyice sapıklaşıyorlarmış. bilmem ne. ben yaparsam öyle bir şey gel uyar, beni o tiplerle bir tutamazsın ve sarkıntılık yapacağımı düşündüğün bayan da annem yaşında dedim. biz baya baya tartıştık orada. bir üstü yumruk safhasıydı ama o kadar ileri gitmedik. az sonra tartışmamıza da kulak misafiri olmuş teyze kalktı gitti. ben de tekrar oraya geçtim.

    garson geldi yanıma özür diledi. daha önceden yaşadıkları benzer hadiseleri anlattı. yav olabilir dedim, siz de haklısınızdır da karşımdaki de benim hedef kitlemde değil insan bir bakar da sonra yorum yapar dedim.

    öyle işte. bağırıp, çağırdığın, abarttıysan kavga ettiğin belki de dayak yediğinle kal. hangi birini nasıl düzelteceksin. tüm yolculara iyi yolculuk diler, bayan yanına denk gelenlere sabırlar dilerim.
    (#312250) baptista|16.01.2012 11:42|