18 ekim güroymak saldırısı

  1. önce güroymak neresi söyleyeyim. hani ismi norşin diye değiştirilsin denen yer. evet işte burada polis özel harekatın zırhlı aracına yola döşenen patlayıcı sonucu saldırı oldu. 5 polis şehit oldu, ayrıca başka bir araçtaki biri bebek 3 vatandaş da hayatını kaybetti. pek çok da yaralı var. önce haberin linklerine bakın, sonra okumaya devam edin lütfen.

    bu haberin kısa özeti;
    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19018928.asp
    bu da saldırının olduğu yeri kısa bir videosu;
    http://webtv.hurriyet.com.tr/2/23254/0/1/iste-bitlis-teki-saldirinin-oldugu-yer.aspx

    bu saldırıda evelemeye gevelemeye gerek olmadan açıkça çıkarılacak dersler var, tv de teror uzmanıyım diye çıkan hükümet yağcılığından başka bir şey söylemeyen zevatın tezlerinin nasıl yerlerde süründüğünü açıkça gösteren deliller var burada.

    güneydoğuyu yerinde yaşayıp görmüş birisi bile hemen ortadaki sorunu rahatça görebilir.

    - şehitler özel harekat polisleri. altlarında da zırhlı şortland diye söylenen ( yazılışını bilemiyorum ) bir araç var. yani polisin en etkin birimi. pek çok özel harekatçı arkadaşı olan biri olarak iyi bilirim ki, özel harekatçıların cemaatla memaatla işi olmaz. çoğu mhp sempatizanıdır, ulusalcı diye yaftalanma riskini bile bile milliyetçiyim derler, zaten emniyet teşkilatında başlar sıkışmadıkça da kimse çağırıp adam yerine koymaz siyaseten bu grubu.

    - bu patlama yeri videosuna bakarsanız yolun dümdüz bir ovada olduğunu, en yakın dağlık alanın 5-6 km den uzakta olduğunu görürsünüz. yeni saldırı yapılıp geri çekilmek istense teroristlerin güvenli bölgeye çekilebilmesi için en az bir saat ovada armut gibi yürümesi lazım ki bu durumda kobralar armut teroristleri armut gibi tek tek avlar. yani kurtuluş olmadığından burada silahlı saldırı yapmak neredeyse imkansız. yapılabilecek tek saldırı patlayıcı kullanmak olabilir.

    - yol duble yol ve dümdüz, üstelik duble yol. yani burada sürat yapabilirsiniz. güneydoğuda böyle yer bulmaz pek kolay değildir. çoğunlukla yollar engebeli ve virajlıdır, en az bir cephesi, bazen iki cephesi birden pusu kurmaya elverişlidir. burada ise pusu kurmak imkansızdır, o bölgeyi bilen varsa bu yolun teroristlerce kesilmesinin neredeyse imkansız olduğu bir kesiminde patlama olmuş.

    - bu günlerde teror sorununu askersiz çözmek, özel harekat polislerini devreye sokmak gibi tezleri sunanlara şunu da bilsinler. özel harekat polisleri boğaz boğaza çatışmaya girdikleri 1990larda bile bir seferde bu kadar kayıp vermediler. bu mallar özel birlik nedir bilmezler. bu saldırıda olduğu gibi özel birliklerin arazide yollarda arama tarama, devriye işlerini yaptığını sanırlar. oysa özel birlikler bütün gününü aram tarayla değil eğitimle geçirmelidir. araziye çıkan diğer birimler her hangi bir yerde temas sağlarsa, her hangi bir zayiat vermesin diye bekletilir, özel birlikler ( polis yada jandarma özel harekat birlikleri) oraya havadan indirilir. özel birlikler imhayı yapar döner. yani özel birlikler aramazlar, aramayı sıradan birlik yapar, özel birliik imhayı yapar. arama tarama sırasında mayınlar, pusular her zaman mümkündür, bunun sizin rambo olup olmamanızla alakası yoktur, mayın onu bunu dinlemez. arama taramaya özel birlik çıkarsa mayına o çarpar, tapu memuru çıksa o çarpar, yani arama tarama faaliyetlerinin kaderinde vardır bu.

    - operasyonlar dursun lafıyla saklanan niyet; pekala arama tarama faaliyetleri yapılmazsa ne olur? siz devamlı dolaştığınız yerleri bırakıp kışlanıza dönerseniz oraya artık terorist rahatça gelip yerlesir. önce inlerde kaya kovuklarında öldürülme korkusu yaşayan terorist artık kırsalda rahatça gezer hale gelir. artık eskiden güvenli olan yollar da tehlikelidir. bi süre sonra oralara da çıkamaz olursunuz. bu geri çekilme giderek şehir sınırlarına, oradan da emniyet binasına ve lojman duvarlarına kadar olur. siz risk var diye her gün bir yerler boşalta boşalta önce kırsalda sonra şehirde terorist hegomon güç olur. bunun en güzel örneği hakkaridir, hakkarinin markez ve şemdinli ilçe halkı pkk ya mesafeli olmasına karşın emniyetin karşısında teroristler kamp kursa vatandaş sesini çıkarmaz, çünkü örgütle ters düşmek ölüm anlamına gelir. şehirlerde kurulmak istenen sınırlı demokrasi de çoktan çöpe gitmiş olur. şehre egemen zorba bir örgüt sıradan vatandaşa kati şekilde hükmeder. bu gün durum tam anlamıyla budur.

    - terore karşı koyma mevzisi emniyet lojmanlarının duvarı değildir. orası artık devletin sırtının duvara gelmesidir. ondan sonrasında zaten adam gelip polisin çoluğunu çocuğunu doğrayacak. terore karşı koymada ilk mevzi, cudinin, gabarın, munzurun, katonun amanosun en zorlu noktalarıdır. eğer devlet orada olabilirse terorist bırak lojman basmayı, kafasını mağaradan dışarı çıkaramaz. türkiye 1992 den sonra bu stratejiyle pkk yı çok açık ve net bir biçimde yenmiştir.

    - diyarbakır silvan saldırısı; arazi arama taraması yapan askeri birlik 14 temmuzda saldırıya uğradı. pusuya düşen askerler 13 şehit verdir. 6 teroristi de öldürdüler. basında söylenene göre ormanlık arazide göğüs göse bir savaş yaşanmış. bu saldırıdan sonra basını biraz takip edenler bile silahlı kuvvetler karşıtı kamğanyanın nasıl alçakça yapıldığını gördüler. üstelik bunu en çok da yandaş basın yaptı. askerin iyi komuta edilmediği, teçhizatının uygun olmadığı, günlerdir uykusuz olduğu vs vs diyerek bu arama tarama işinin özel birliklerce yapılması çağrıları yapıldı. araziye çıkmak zaten bir kayıp verme riski barındırıyordu ( işittiğime göre bu oran mesela cudide bire birmiş. yani bir teroristi ele geçirmek için bir şehit veriliyormuş. biriken tepkiler, er olaydan sonra savcıların komutan avına çıkması anladığım kadarıyla komuta kademesini sağlamcılığa itti. askeri kışlalar tankla topla güvenli bir pozisyonda. en küçük birlik kendini savunacak kadar personel ve silahla donatılmış. sıkıntılı karakollara da tank koyduğunuzda o karakol çankayadan güvenli olur. çünkü teroristin en çok korktuğu şey tanktır. tank görerek atar içi güvenlidir, bilgisayarda oynar gibi terorist temizlersiniz, hele bi yaklaşsın, termala yakalansın, o teroristin hayatta kalması mucizelere kalır. o yüzden terorist tank olan yere saldırmaz. o birliğin tank olmayan bir üs noktasına saldırır ya da taciz eder, yada yolları mayınlar.

    - askerin araziye çıkmamaması ilginç bir biçimde herkesi memnun eden ama başımıza bütün bu felaketleri getiren durum oldu. akp liler memnun, hasmını yendi onu kışlaya tıkıştırdı, ayrıca asker şehit sayısı azaldı ( eğer bu yıl gerçekten kora kor mücadele edilseydi en az bin şehit olurdu, terorun beli kırılırda tabi o ayrı...) yandaşlar memnun eegg, kaka kemalist ordu devredışı kaldı. çakma teror uzmanları memnun, bütün iş ( aslında yük maalesef) polise kaldı, cemaat memnun, kendi çözüm önerisi emniyet eliyle pratiğe geçebileceğini sanıyor. komutanlar memnun, arazide büyük zayiat veri kamuoyu tepkisini üzerine çekmiyorlar, ergenekoncu olmuyorlar, her kayıptan sonra kendilerini içeri tıkmak için falso arayan savcılar filan yok. aaaaa, bi dakika unutuyordum, bir de pkk memnun sonuçta. bölge doksanlar dahil hiç bir dönemde olmadığı kadar kontrolune geçti. bu gün şehirleri korumakla görevli polislerin hakkariden lojman ve emniyet müdürlüğü dışına çıkamadığını biliyor muyuz? ya da yüksovaya öğretmen eşini ziyarete gelen izmirli mühendisin sırf polise benzer traşı olduğundan ' polis şüphesiyle sokak ortasinda öldürüldüğünden haberdar mıyız?

    - sen karşı dağı askere tutma dersen, operasyona çıkma kayıp olur başımız ağrır dersen, sen her kayıptan sonra kelle avcılığa soyunursan senin askerin dağdan iner kışlaya. gariban polisle özel harekatla da şehri filan güvenlik altına alabileceğine inanmak haince değilse bile en azından ahmakça bir fikirdir. ( hala bu ahmakça fikri savunan teror uzmanı gazeteci vs vardı bu akşam yine yandaş tvlerde, ne utanmaz adamlarmış dedim kendi kendime)

    - asker yada polis kimse doksanlardaki hamasetle, vatan duygusuyla, maneviyatla terore karşı durmuyor. herkesin derdi bşını savcılarla derde sokmadan sağ ve tek parça olarak batıdaki tayin yerlerine kadar hayatta kalmak, o kadar. asker operasyona çıkıyor mu? tabi çıkıyor ama zayiat verilebilecek yerlerde ciddi operasyonların yapıldığını pek sanmıyorum. herkes benim birliğim zarar görmesin, şehit cenazesi göndermeyim derdinde. mahkeme boyutu da cabası. oysa bu gün vermediğimiz her şehit için gelecekte 10 şehit vereceğiz. hatta tablo bu günden görülmeye başladı.

    - tekrar 'norşin' e dönelim. bir de bu yazıları okuduktan sonra haberi ve ve videosunu izleyin. anlaşıldığına göre oraya patlayıcı yerleştirilmiş. yani mayın değil. dümdüz ovada, ana yol üzerinde bir yer. kimse görmedi mi bunu? elbette gördü, kimse yardım etmedi mi? elbette etti. özel harekatçıların gidiş gelişiyle ilgili kimse keşif yaptı mı? elbette yaptı. ama kimse haber vermedi veremedi. ve özel harekat kuruldu kurulalı bir saldırıda verilen en büyük kayıp 'norşin' de gerçekleşti. videoya bakalım, karşıda uzakta bir dağ var, video bize gösteriyor ki artık o dağ bizim kontrolumda değil. eğer o dağ kontrolumuzda değilse videoda görülen o ova da bizim kontrolumuzda değil. eğer ova konrolumuzda değilse o duble yol, o norşin denen yer o bitlis o güneydoğu da bizim kontrolumuz da değil. orada bizim devletimiz yok gibi. bunu normal kabul ediyorsanız daha konuşmaya gerek yok.

    not: devlet bahçeli olağan üstü yeniden gelsin demişti. ama yanılıyor. ohali yeniden gelmesi gereken dönem yaklaşık 5 yıl öncesiydi. şimdiki tabloya sıkıyönetim ilan etseniz de yetmez. belki anayasada belirtilen savaş halini uygulamak gerekebilir. size fantastik gelebilir ama üzgünüm, halının altı gerçeklerle doldu. şatafatlı nutukların dönemi çoktaaaan bitti güneydoğuda.

    -
    (#309985) goodboyum|19.10.2011 01:08|