minimal vampircik roman

  1. En çok bu 'dost'u özlediğini farketti.

    Neden sonra, dostlar arasından bir dostu diğerlerinden bu kadar çok özlemenin diğerlerine haksızlık olup olmayacağı aklına geldi. "Kim bilir?" dedi içinden, "Belki öyledir." Acaba öğrenince üzülür müydü diğer dostlar? Onlar da ilerde "Kendimden biliyorum." diyeceklerdi ya, bununla teselli oldu...

    Sonra aniden kaldırdı başını, kendi gibi ihtiyarlamış gözlerini ufka dikti ve o -şanslı mı şanssız mı olduğunu kestiremediği- genç adama baktığını düşündü. Mektubu okuyunca ne düşünecekti, "Allah razı olsun." mu diyecekti yoksa, "Hadi be ordan, bunak!" mı? Mektup demekte de hatalıydı belki, hepi topu tek cümle yazmıştı. Cümle ama ne cümle; sadece 14 harflik; 80 küsur sene, artı 14 harf!

    Basit bir şeyi çok mu önemsemişti yoksa; yok canım, o kadar da değil, basit şey yoktu hayatında. Her şey kıymetliydi. Saçmalamazdı hiç; dik yatağından akan nehir hızında geçen ama yine de hızını idrak edemediği uzun yıllar ona çok iyi öğretmişti hayatı, tecrübeliydi. Bu 14 harfin çok şeyin özeti olduğuna inanır ve onu sırrı olarak kabul ederdi. Sadece layık bulduklarına sırrını açardı. Bu genç de layık mıydı ki? "İnşaallah" dedi, yine içinden...

    Başını yavaşça indirdi, göğsünün sıcaklığını çenesinde hissetti. Giderayak yanmış bir gönülle taaa derinden dua etmeliydi son olarak: "Rabbim" dedi, "Seni çok sevdim ve rızanı kazanmaya çalıştım. Büyük buluşma yaklaştı, artık riya ile alakam kalmadı. Tek sermayem imanımdır, sen imanımı kabul eyle."

    Sonra ihtiyar bir mektupla genç adamın omuzlarına yüklediği sırlı 14 harf döküldü dilinden: "Ve insan aldandı... Ben de aldandım, maalesef."

    Etraftan duyan olmuş muydu acaba?


    (#309463) alelade|23.09.2011 15:09|