psikoloji

  1. mesleğim *

    Ancak gerek kuramsal bağlamda, gerekse mesleğin icraa edilişi bağlamında ve hatta camiası açısından insanı bizzat çileden çıkaran bilim dalı.

    Efem öncelikle eline en basit düzeydeki bir psikolojinin tarihçesine dair kitap aldığında, psikolojinin felsefeden kopmaktan yada doğmaktan öte nasıl da baya bildiğin levyeyle kanırtılarak ayrıldığını görüyorsun. Bir bilim ilk başta nasıl bu kadar doğasının* göreceli ve esnek yaklaşımından uzak, dogmatik, ruhsuz bir halde doğabilir anlayamazsın. Önce bir miden bulanır. Bu adamlar, 5 yaş seviyesindeki bir zekanın bile saçma bulabileceği bu düşünceleri nasıl yıllarca savunmuşlar dersin. Ama üzülmeyin kitabın sonlarına doğru toparlayacak hikaye... *

    İkinci olarak gelelim, icra edilişi.... Bu konu daha çok ülkemizi yada genel anlamıyla gelişmemiş ülkeleri *** kapsıyor. Özellikle belirtmek gerekli ki, bu konu tam olarak herhangi bir yeterliliğe sahip olmadan terapi yapan vs kasap doktor gibi insanları kapsıyor. Ülkemizde psikologluk diye bir meslek yasal olarak yok. O yüzden "psikoloji merkezi" diye bir şirket tanımı yok. Ancak psikiyatri merkezi var. O yüzden güzelim yurdumda hakkıyla kendini yetiştirmiş psikologlar bile yıllardır işlettikleri merkezleri son yıllarda psikiyatristlere devrederek kendileri kağıt üstünde de olsa maaşlı eleman durumuna düşmüşlerdir. İşin vergi levhasını bağlayan kısmını gene gözardı ettim de, ya bu ülkede psikolog kimdir kime denir; kim terapi yapabilir, kim yapamaz bunların hiçbirine dair bir düzenleyici hüküm yok. Sonuç? "Ben pdr okudum psikolog oldum", "edebiyat bölümü okudum, falanca okulda rehber öğretmenlik yapıyorum psikoloğum"*, "çocuk bakıcısıyım, iyi psikologluk yaparım".... hadi ordan !

    Son olaraksa efenim, eğitiminin iyi yada kötü olmasından bağımsız olarak camianın tamamı! Psikoloji okumaya karar verdiğimde aklımda olan bir fikir vardı. Belki de bu fikir modern psikologların (!) yaptığı kadar psikolojiyi felsefeden ayırmamamdan kaynaklanıyordu. Bana göre psikoloji, "sağlıklı insan" kavramını arayan, tanımlamaya çalışan ve en önemlisi de biriktirdiği bu bilgileri başta birey bazında sonra da toplum bazında refah seviyesini arttırmak için bir araç olarak kullanmalıydı. Bunun ilk koşulu ise eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz mantığıyla bu mesleğe girmiş kişilerin başta kendi eksik-gedik ve kusurlarını farkedip, kendilerini olgun insan seviyesine getirmesiydi. Yani uzun lafın kısası, psikoloji bilgili olmaktan öte bilgeliğe geçmeyi gerekli kılan bir meslekti. Ancak işin içine girdiğinde görüyorsun ki, durum hiç de öyle değil. Ülkenin en prestijli, en tanınan, en dinozor psikoloji prof.ları hayatında gördüğün en abuk insanlar. Kelin ilacı olsa kendi .... sürerdi denir ya, aha işte bunlar sürememişler. Nasıl bir kompleks, nasıl bir narsistik kişilik, nasıl bir yere göğe sığamayan bir egodur bu.... Öğrenciler de keza öyle. Kimisi kolay diploma için girmiş, kimi çocuk büyütmek için, kimi son yılların moda mesleği olduğu için girmiş. Ama durum içler acısı... Kendi zihnine, ruhuna, düşüncelerine bile yabancı insanlar psikologluk yapacaklar. Halk bilinçli olsa gene diyeceğim ki bu şarlatanlara pabuç bırakmazlar. Öte yandan, toplumca bilinçli olsak zaten durum böyle olur muydu?
    (#299400) sahubaco|25.03.2011 02:00|