iki üçmetrelik, çalı gibi bir ağaçtır bu sumak. yemyeşil yaprakları ufacık beş on yaprağa açılır eğrelti otu gibi. tüylüdür bu yapraklar ve diken diken, böğürtlen yaprağı gibi; tam çalıdır anlayacağınız bu sumak.
dericilikten tutun boyacılığa, hekimliğe kadar pek çok yerde kullanılan, yararı bol, iyi kalpli bir ağaçtır sumak, ancak siz siz olun sakın ormanda gördümü "anam şifa damlıyor" deyip yemeye başlamayın, çoğu sumak zehirlidir, hem yaprakları da kabız yapar adamı.

çok işe yarar sumak ağacı, ancak en önemli yeri meyveleri, daha doğrusu meyvelerinden yaptıkları baharatıdır.
böyle ekşi ekşi, asidi bol, ağıza yapışıveren, tadını oradan salan inanılmaz bir baharattır bu, hele ki tuzla kararsanız tadından yinmez.
en çok soğana yakışır sumak, dilim dilim dilersiniz soğanı, sumak, tuz basar, çiğ köfte gibi mıncırırsınız kırmızı puantiyeli leziz soğanlarınız olur böylece, arnavut ciğerinin yanına da öyle güzel gider ki bu soğan sormayın!
bir de salataya katılır bu sumak, sosuna ama, öyle üstüne boca ederseniz olmaz, sosa katar, bol bol çalkalar da dökersiniz salatanın üzerine, enfes olur.

ha benim gibi manyaksanız kaşıkla da yiyebilirsiniz, ancak pek kimsenin bunu yapacağını sanmıyorum.

böyle bir mucizedir sumak, dolapta da kalmadı... almak lazım... her eve lazım, cebinizde taşıyın hatta...