tanrı erkeğin
kaburgasından kadını
yaratmak istediğinde
ona nasıl bir
huy vereceği konusunda
hayli
terededdüt etti.
o sırada tanrı'nın yanına
bir yılan sokuldu.
tabii görevinin
değiştirilmesini
rica etti.
tanrı ona cevap verdi.
"hayır sen bundan sonra da
karnının üzerinde sürünmeye
devam edeceksin.
şu anda ben,
yeni çok yönlü
ve asla hareketleri
tahmin edilmez bir varlığı
yaratmayı düşünüyorum.
burada bana senin huyunun
özellikleri de gerekecek."
ve tanrı,
bir kasede
güneşin parlayan işinlarini,
pınarın serinliğini,
çiçeğin güzelliğini,
kuş tüyünün zarifliğini,
son baharın cömertliğini,
kelebeğin aşikliğini,
kuğunun vefasini,
bukalemunun değişkenliğini,
rüzgarın kararsizliğini,
bulutun sulu gözlülüğünü,
ineğin uysalliğini,
eşeğin inadini,
saksağanın gevezeliğini,
tilkinin kurnazliğini,
toplayarak oraya
azıcık
yılanın öfke, sinsilik
ve kinciliğini eklemiştir.
bütün bu özellikleri,
özen ve itina ile karıştıran
tanrı, böylece muhteşem
kadini yaratmıştır.
bu yarattığı varlığı,
törenle erkeğin ellerine
teslim eden tanrı,
bir de öğütte bulunmuştur.
"çok akıllı,
ve özellikle de ihtiyatlı ol.
bu varlıkta sen mutluluğu
ve sınırsız hüznü
desteği,
ve aynı zamanda yıkımı
bulabilirsin.
eğer kadını,
idare edemezsen
o zaman muhakkak,
onun davranışlarında kötü özellikler
ağırlık basacaktır.
her zaman hatırla.
erkeğin üstünlüğü,
kuvvetinde
düşünce gücündedir.
bunların kaybı
seni kadın önünde
bitirir.
muhtar şahanov'un cengiz han'ın sırrı adlı kitatıbından alındı.