kaç yıl oldu bilirim ben bu ismi?
bilemiyorum, yıllardır ben bu diyar da bile göcebe iken o bu diyari secerek ne kadar büyük oldugunu gösterdi, ne olursa olsun gitmeden durarak ve hatta yer yer oturma eylemi yaparak, yillardir yazacagim yaziyi erteledim, daha hazir degil diyordum, daha tam oturmadi taşlar yerine, ama sonra az önce adima yazilan benden katlarca büyük yorumunu gördüm durdum ve düşündüm, belki de taşlar çoktan yerine oturmuştu da ben yazmayi erteliyordum, şu an bakiyorum 'dün' yazan yere 263 baslik gösteriyor gülümsüyorum yavaşça 408 tanim olmuş, hani hedef 500'dü diye geçiriyorum kafamdan, ve dönüyorum en basa...
benden katlarca büyük yoruma: "diyarin yeniden eski gücüne gelmesin de basarili olmak" bu, benim yaptigim bir sey degildi, hiç olmadi, ben gene diyardan geçtigim bir süre içinde, içindeki ıssızlıgı fark ederek çoktan oluşmuş olan bir göle taş attım ama o gölü ben yapmadim o gölün sahibi var ise bilemem ama o gölün oluşmasına en fazla katkı saglayan, diyar için hep ugrasan, didinen, ve hep diyarda kalan bir kimse var ise hazeyamedir.
belki diyar yeniden dolar ve belki gercekten eskiler döner yeniden diyar, diyar olur ve yeniden biz radyoda eglenir, güler, konusur, dertleşiriz, ve bütün bunlar benim actigim zirve ile baslamissa bile tekrar ediyorum bunun sebebi; ben o taşı attıgım zaman toprak kaymasına sebep olan kişi hazeyame'dir, ben kartanesi yaptim o ise kocaman bir cig ve sonrasinda eski iyi aklpli kont'umuz ufak bir dokunuşla diyarin üzerine kar yagdirdi, ve demem o dur ki her kim ki yeni yazardir hazeyame'yi örnek alsindir, onun gibi fikrini savusun, onun gibi atissin, onun gibi susmasi gerektiginde sussun ki diyar, ayni bir kar küresinde ki gibi yagan karlar altından parlayan muhtesem bir yer olsun herkesin karsi tarafin fikrine saygi duydugu ama kendi fikrini sakinmadigi güzel bir mekan.
budur benim gözümde hazeyame ve diyar...