bir kaç gündür sözlükte bir ıssızlık var. ben zaten gribim şu an biligisayarımı açacak gücüm bile yok, ama etrafa bakıyorum da kimsecikler yok. nerede bu kadar yazar diye sormuyor değilim.
inci sözlüğe kaydoldum geçenlerde. hatta bir kaç tane hesap açtım. sağa sola küfürler ettim, trol başlıklar açtım falan. inanılmaz olan tanımların borsa haberleri hızında akıp gitmesi. gün içerisinde binlerce tanım giriliyor, akıl ürünü bir tanım yok gibi. bir de vampircik tanımlarına bakıyorum, her kelimesi uzunca düşünülerek girilmiş, emek dolu, adam gibi, düzeyli tanımlar.
vampircik sözlük mü inci sözlük mü? gelecekteki insanımız inci sözlükteki gibi mi olmalı, vampircikteki gibi mi olmalı? şu an itibarıyla incide 2479, vampircikte ise sadece 1 tanım varsa bu sorun vampirciğin sorunu değildir. bu gün ülkenin genç insanları inci sözlükte 2479 küfürlü ve boş tanım yazdı. ben milli eğitim bakanı olsam işte buna üzülürdüm, nerede hata yaptık derdim.
1950 den bu yana bu ülke popülizmin kalesi oldu. halk goygoyculuğu yapmayı demokratlık sandık, halkın tercihini kutsadık. tv lerde magazine kilitlendik, gazeteleri spor sayfasından okumaya başladık. bütün bunları da halk istiyor diye yaptık. işte halkı getirdiğimiz nokta da bu. beğenmeyip dukaka ettiğimiz otuzlarda kırklarda bu ülkenin gençleri elektriksiz, susuz köylere, kıçını taşa silebileceği şartlara koşa koşa koşa gidip öğretmenlik, doktorluk, veterinerlik yaptı. dağ başındaki ıssız yerlerde on yıl kalıp arkeolojik kazılarla uğraştı, toroslarların patikalarından gidip yörük obalarından türkü derledi, kütüphanelere kapanıp dünya klasiklerini türkçeye çevirdi. çok uzak değil, yetmişlerin ilkokullarında bile kurbağa kesilip, buhar motoru yapılıyordu, bu gün hangi fen lisesi bunu yapıyor?
acaba şimdi gerçekten artık halk mı iktidarda? jakoben diye tepelediğimiz modelin yerine koyduğumuz bu hilkat garibesi modelden memnun olanlar beri gelsin. halkı yığın haline getirip iradesizleştirirseniz ortaya böyle bir şey çıkacak tabi ki.
inci sözlük & vampircik sözlük konusuna dönelim tekrar. hey gidi orhan veli ne güzel anlatmışsın,
'düşünme,
arzu et.
bak böcekler de öyle yapıyor!'
ama yine de inadına böcek olmamakta direnenler var. işte onlar biziz.