edilgen yusuf'un romanıdır bu. sabahattin ali yine romantik bir karakter yaratmıştır. fakat bu kez şehirde değil doğada yalnız bırakmıştır onu. bana kalırsa yusuf muazzez'e de aşık filan değildir. bütün yaşamında olduğu gibi kendisine öngörüleni yapmıştır onu kaçırmakla. fakat yine de olayın başlangıcını betimleyen sahne insanın içini titretir:

'' söylesene, kimi istiyorsun?''
muazzez yaşlı gözlerini yusuf'a dikerek haykırdı:
''hiç kimseyi... anlamıyor musun... hiç kimseyi''
ve gözlerini uzun müddet onun gözlerinden ayırmadı. yusuf da ona bakıyor ve idarenin titrek ışığı vuran yüzünde yer yer ürpermeler oluyordu. elini yavaşça uzatarak genç kızın saçlarını okşadı. o zaman muazzez bu işareti bekliyormuş gibi doğruldu, yusuf'un elini avuçlarının içine alarak:
'' kimi istiyorum, anladın mı?'' dedi.
yusuf alt dudağını ısırarak ağır ağır başını salladı:
'' anladım!''