çatışma

  1. günlük yaşantımızın çeşitli kesitlerinde sık sık kullandığımız ve karşılaştığımız "çatışma" terimi en genel anlamda savaşlardan; endüstriyel mücadelelere, rekabete ve en basidinden başkalarından hoşlanılmamasına kadar çeşitli durum ve olayları bünyesinde barındırmaktadır. gerçekten de birden fazla birey ya da tarafın varolduğu birey ya da taraflar arasında gerçek ve/veya algılanan farklılıkların bulunması (başka bir deyişle çatışma potansiyeli) her zaman için mümkündür. özellikle de tarafların çıkarlarının kendileri açısından son derece önemli görüldüğü ve diğer tarafın göz ardı edildiği (yani tarafların değerlerinin farklı olduğu) durumlarda çatışma zemininin hazır olduğu söylenilebilir. * diğer taraftan bir bireyin çatışma yaşayabilmesi için başkalarına ihtiyaçduyması ya da bir tarafın mevcut bulunması gerekmemektedir. günümüzde bireylerin yaşadıkları çatışmaların önemli bir bölümü kendi beyinlerinde ve kişisel dünyalarında ortaya çıkan uyuşmazlıklardan kaynaklanmaktadır. yani çatışmalar yaşamımızın kaçınılmaz gerçekleridir. çatışma kavramı, geniş bakıldığında insanlık tarihi kadar eskidir (bkz: kabil'in habil'i öldürmesi) (havva'nın "elma" yı yemek ile yememek arasında yaşadığı çatışma). bu kavram günümüz insanını da çok çeşitli alan ve boyutlarda etkilemektedir, hemen hemen hepimiz bir çok çatışma durumu içerisinde taraf ya da şahit olabildiğimiz gibi, gözlem ya da bilgilenme yoluyla da bir çoğundan haberdarızdır (spor müsabakaları, öss sınavlarında yaşanan bireysel rekabet, aile içi anlaşmazlıklar, bölgesel ve kültürel farklara dayalı anlaşmazlıklar, mesleki ve sektörel rekabet, sıcak ya da soğuk savaşlar...). süreçolarak incelendiğinde ise çatışma olgusunun; i) çatışmalı davranışların ön koşullarını (kıt kaynaklar ya da dini, politik ve ideolojik farklılıklar gibi), ii)bireylerin duygusal durumlarını (gerilim, huzursuzluk, kaygı, düşmanlık gibi), iii) bireylerin zihinsel durumlarını (çatışmayı algılayabilme...), iv) pasif direnmeden, açık saldırganlığa kadar uzanan çatışmacı davranışları içerdiği görülmektedir. *. çatışma olgusu içinde kıtlık, karşıtlık ve engelleme gibi kavramları barındırmaktadır ancak kişi veya tarafın algısı ilk gerekliliktir. tüm bu açıklamalar çerçevesinde çatışma olgusunun, her türlü karşı koyma ve karşılıklı olumsuz ilişki anlamını taşıdığı ve yine gücün kaynakların ve toplumsal pozisyonların azlığına, değişen değer yargılarına ya da uygun davranış tarzını seçmede zorlanmaya dayandığı söylenilebilir. bununla beraber çatışma çoğu zaman düşmanlık yaratan ve olumsuzluklara yelken açtıran bir olgu olarak görülse de, gerek çatışmayı yaşayanlar, gerekse bunların içinde yer aldığı sosyal ya da biçimsel sistemler açısından son derece yararlı olduğu bir gerçektir.
    (#24094) messerschmidt|27.07.2006 16:08|