ankara

  1. bir bölümü aşırı resmi, düzenli, fazla-metropolleşmiş-bina'larla dolu -"burdaki bütün binalar hilton'a benziyor"- diğer bölümü ise hiç iç açıcı olmayan binalarla dolu, kızılay'da bir yerlere oturunca "kapatmak üzereydikk.." karşılığı alınan ve en sonunda gidip mcdonald's'a oturulan şehir.

    taşet diye bir markette kasiyere kağıt mendil var mı, dedim, izmirde olsa o denli boş mağazada kasiyer ya yerini kalkıp gösterir ya da alır getirir, bir şey yapar, anacım bu şööyle bir baktı, cevap bile vermeden önüne döndü, soruyu tekrarladım bu defa hiç bakmadı. belki sağırdır. hosta piknik ise ayrı bir olay, adama kasada mı ödeyip çıkıyoruz yoksa yukarda mı sipariş veriliyor dedik, adam"hıı" dedi ve yine önüne döndü. ankara'da bir iletişim eksikliği var, veya şehrin bütün iletişim kapasitesini siyasetçiler sömürdüğünden normal vatandaşlara konuşacak hal kalmıyor. iletişim eksikliğini kızlara laf atarak kapatmak isteyen erkek sayısı ise hayli fazla, üstelik ankarayı soğuk zannettiğimizden son derece kalın ve kapalı giyinmiştik. üzücü bir durum.

    her neyse, tarihi ve politik değerleri yüksek olmasına karşın yaşamak için güzel bir şehir olduğuna inanmadım. müzeleri gezin, birinci tbmm, ikinci tbmm, anıtkabir, hava kuvvetleri müzesi, jandarma müzesi, direksiyon evi, galiba etnografya müzesi ve daha kimblir ne önemli yerleri vardır, atatürk orman çiftliği'ne falan gidin, ama kızılay'da vakit geçirme kısmı saçmaydı.

    dekor olarak hoş bir mekan için(bkz: leman kültür)*
    sıcak çikolata istediğinizde suya attıkları tozu karıştırmadan etmeden getiren bir yer için (bkz: çatı kafe)*

    (#239004) queen tinorfithiel|07.04.2009 00:21|