sigmund freud

  1. Su anki Cek Cumhuriyeti topraklarinda * * * dunyaya gelmis, yahudi psikoanalist. Insanin karakterini meydana getiren en onemli unsurlarin bilincaltinda yatan arzular, korkular ve cesitli kompleksler oldugunu ileri surmustur. "Psikoanalist" terimi Freud'un terimlerini ve yontemlerini kullanan, insanlarin gunluk yasamlarindaki psikolojik sorunlarin bilincaltlarindaki komplekslerden kaynaklandigini dusunen ve bu kompleksleri cesitli yontemlerle analiz eden bilim insanlari icin kullanilir.
    Sigmund Freud insanin farkinda oldugu ve tanimlayabildigi karakter ozelliklerinin asil kisiliginin sadece yuzde onunu olusturdugunu one surmustur. Ona gore insan kisiligini bir buzdagina benzetebiliriz. Buzdaginin gorunen kismi karakterin bilinen, gorunen, karmasik olmayan yuzudur. Derinlerde ise superego, ego ve id adi verilen; yasamin farkli donemlerinde edinilmis kompleks yapilanmalar vardir. Buzdaginin en derinlerdeki kismi diyebilecegimiz Id, en ilkel ihtiyaclarimizin ve korkularimizin hukmettigi benligimizdir. Yasamimizin ilk donemlerinde "id" dominanttir. Daha sonraki donemlerde gelistirdigimiz Ego (Ya da Freud’un kullandigi sekliyle, Das Ich) "id" i bir anlamda dizginler, ilkel isteklerimize mantikli ve rasyonel alternatifler sunar; cunku "Ego"su olusmaya baslayan kisi neden-sonuc bilincine varmistir. Sagduyusu gelisen ve gercekci dusunmeye baslayan kisi, “Id”i “Ego” ile kontrol etmeyi ogrenmeye baslar. Bazi hareketlerinin istemedigi sonuclar getireceginin farkina varmaya baslamistir.
    Freud'a gore 12 yasindan sonra (Adult donemi) gelismeye baslayan Superego, kisinin toplumsal iliskileri ve toplum icindeki rolunu kavramaya baslamasiyla sekillenir. Superego mukemmelliyetcidir, sorunlara idealist cozumler getirir, kendine gerceklestirilmesi neredeyse mumkun olmayan hedefler koyar. Freud'a gore kisinin Superegosu Fallik Donem'den izler tasir **. Annesini sahiplenemeyecegini anlayan erkek cocuk babasini gozunde yuceltmeye baslar, onun kendisinde olmayan pek cok seye sahip oldugunu dusunur. Bu yuzden bilincaltinda babasini idol olarak gorur*.
    Kisisel gelisimi tamamlanmis insan (ki Freud'a gore bu 12-14 yaslari arasindadir) benliginin hangi kisminin digerlerine ustun gelecegini belirleme yolundadir. Id'in egemen olmasina izin veren kisi, sadece zevkleri icin yasar, sorumluluk ustlenmekten kacar ve kalkistigi islerin sonuclarina katlanmayi reddeder. Superego'ya boyun egen kisi de mukemmelliyetciligi en buyuk prensibi edinir, kendini digerlerinden “farkli” gorur. Superego, Id’den cok daha karmasik bir yapilanmadir, yalnizca Fallik Donem’de edinilen kompleksler degil, yasamin sonraki donemlerinde edinilen deneyimler de Superego’yu etkiler. Kisinin okulda gordugu egitim, okudugu kitaplar, dini gorusleri, hatta dinledigi muzik cesidi bile kendi “Ideal Ben” ini * kafasinda yaratmasina katkida bulunur.
    Freud’a gore kisinin bedensel ve zihinsel gelisimi sadece cinsellikle ilgilidir. Ona gore insan dogdugu andan itibaren uzuvlariyla zevk almayi ogrenir, uzuvlarini ve fonksiyonlarini kesfettikce “zevk bolgesi” yer degistirir ve bu “zevk bolgeleri” kisisel gelisiminin adimlarini olusturur.
    0-18 ay arasinda kisi Oral Donem’den gecmektedir. Dunyayla agzi yoluyla iletisim kurar, etrafindaki cizimleri agzina goturerek kesfeder. 18-36 ay arasinda ise Oral Donem’den Anal Donem’e gecmistir. Bu donemde kisi tuvalete gitmeyi (!) ve otururken dik durmayi ogrenir, ve Freud’a gore bunlardan zevk alir. Boylece hayatta bazi seyleri kontrol edebilecegini, bazi huzursuzluklarini kendi kendine giderebilecegini ogrenir.
    Anal Donem’I ciziksiz * * atlatan kisi, 3-5 yas arasinda Fallik Donem’e gecmistir, “zevk bolgesi” arka kisimdan on kisma gecmistir. Kisi bu donemde cinsel kimliginin ve karsi cinsin farkina varmaya baslar. Bu zamana kadar en cok anne ve babasiyla zaman gecirdiginden * karsi cinsten olan ebeveynine yakinlik duymaya baslar. Erkekler anneyle daha fazla zaman gecirmek isterler, babadan icten ice korkarlar, babanin onlari erkekliklerinden edecegi korkusu kompleks haline gelir (bkz: Oedipus Kompleksi). Kizlarda da bu durumun tam tersi yasanir, annenin bir sekilde onlardan daha ustun oldugunu, bu yuzden babaya sahip oldugunu dusunen kizlar, zamanlarini babanin yaninda gecirirler, babaya siginirlar (bkz: Elektra Kompleksi). Bu donemlerden herkes gectiginden, herkes hayatinin bir doneminde bu kompleksleri yasamistir ve herkesin kisiliginin bir parcasi bu komplekslerden etkilenmistir *.
    Fallik donemden sonra Latency donemi gelir (6-11 yas arasi)... Bu donemde kisi zamanini kendi cinsinden insanlarla gecirir, kendi cinsinden beklenen "tipik" davranislar gosterir. Erkek cocuk babasiyla mac izlemeye gider, kiz cocuk annesiyle kek yapar, vb. Bu donemde karsi cinse olan ilgi en azdir.
    Freud'a gore Latency Donemi'ni atlatan bireyler artik Adult (yetiskin) olmustur. Kisisel ve cinsel gelisim tamamlanmistir, kisi bu donemden sonra karsi cinse yeniden ilgi duymaya baslar, cinsel kimligini nasil kullanacaginin bilincine varir ve toplum icindeki rolunu kabullenir.
    Hicbirimiz mukemmel ebeveynlere sahip olmadigimizdan gecmisimizde yolunda gitmemis bir seylerin bilincaltimizi etkilemis olmasi muhtemeldir. Butun bu donemleri atlattiktan sonra geri donup bizim icin neyin yolunda gitmedigini anlamaya calisiriz.
    Freud'un one surdugu savunma mekanizmalari da ilginctir. Bunlardan en ilginci olan "Regresyon" a gore yuzlesmek istemedigimiz bir sorun ya da trajik bir olay karsisinda yasamimizin kendimizi en rahat ve huzurlu hissettigimiz donemine geri donmek isteriz. Bu genelde Oral Donem'dir, bu yuzden cogumuz kendimizi yemeye veya icmeye veririz. Sigara iceriz veya dudaklarimizi yeriz. Yok eger bu Anal Donem ise, o halde bir seylere hukmetme, bir seyleri kontrol etme istegi duyariz. Evimizi temizler dururuz, masamiz duzenli degilse calisamayiz, bu simetromaniye kadar gider. Bunun disindaki savunma mekanizmalari "bilincaltina itme, bastirma", "erteleme" (yapilacak bir isi teslim zamanina kadar erteleme, bahaneler uydurup calismayi reddetme), "sinirini farkli bir yere yoneltme", "Rasyonalizasyon" (OSS gibi bir engelle karsi karsiyayken sistemin ne kadar yanlis oldugunu, ne kadar aptalca oldugunu soylemek gibi) * dur...
    Sigmund Freud yasaminin son donemlerinde Weimar Cumhuriyeti'ni gormustur, Gestapo'larla basi derde girmistir ve 1939'da asiri doz morfinden olmustur.
    Anna Freud *, Erik Erikson ve Carl Gustav Jung gibi onemli psikanalostleri yetistirmis veya etkilemistir.

    (#234726) abrir|28.02.2009 22:38|