kendisinin aday olduğu şehirde yaşamıyorum. istanbul'un sorunlarını da artık medyaya ne kadar yansırsa o kadar biliyorum ama emin olduğum tek bir şey var o da istanbul'un gırtlağına kadar yolsuzluğa, ranta batmış olduğudur. şu belli ki kılıçdaroğlu seçimi kazanamayacak. yeri gelmişken söyleyeyim melih gökçek de bu seçim yine şampiyon. çünkü bu illerin başında belediye başkanı değil imparator var. mafya var. çıkar bağıyla birbirine bağlanmış zibilyon tane insan var. bunların her yaptığını güzelleyecek, yalakalıkta çığır açmış yandaş medyaları var. var oğlu var. bu kale kolay yıkılmaz. bunu kılıçdaroğlu da biliyor bence. hemen herkes biliyor. ama nedir bu telaş?

günlerdir ilgimi çektiği için sözlüklerde, gazete yorumlarında bu adamı izliyorum. ettiği bir laf var. 15 senede 150 milyar dolar harcanmış istanbul'a, hangi sorunu çözlmüş diyor. şimdi seçimi şunu bunu bir tarafa bırakın. nasıl olsa akp yine kazanacak, içiniz rahat olsun. ama bu soruyu bir de kendinize sorun, nerede bu 150 milyar dolar? türkiye hala 10 milyar dolarlık kredi için imf ile pazarlık yapıyor, biz 150 milyar dolardan bahsediyoruz. sadece kıyaslamak için söylüyorum; izmir'de üçyol ile buca arasına yapılacak metronun maliyeti 250 milyon dolar. bi oranlayın gözünüzü seveyim. tayyp erdoğan ve etrafındakilerin gün be gün zenginleşmesi, nasıl verildiği belli olmayan ihalelerle dikilen binlerce apartman, her gün yenisi çıkan popçular gibi beliren müteahhitler, yolsuzluklar hiç mi bir şey çağrıştırmıyor size?

hiç canınızı sıkmayın, topbaş açık ara kazanacak seçimi, gevşeyin rahat olun. adam bir soru soruyor ortalık yangın yeri. hemen karşı saldırı; almanya da pkk'lılarla görülmüş diyolar, dersim isyanıyla ünlü tunceli'de doğmuş üstelik. hele bugün bi tane çıktı ki tam eğlencelik, kardeşi hakkında yolsuzluk iddiası varmış. heralde kendisi hakkında bişey bulamadılar ki yakın akrabalara geçtiler.

lütfen rahat olun, uzanın gözlerinizi dinlendirin. kurulmuş bu tezgah öyle kolay kolay çökmez. 10 kişi değil bu tezgahın tezgahtarları. binlerce kişi var, iş adamı var, bürokrat var, medya var. bir sürü karar alıcı insan var. hal böyleyken bi bok olmaz nur yüzlü belediyeci kardeşlerinize. ama rica ediyorum bir kere sorun kendinize, içinize siniyor mu bu adamlarla aynı tarafta olmak, onları savunmak, oy atmak?

dalga geçmiyorum, hiç korkmayın, ortalığı velveleye vermeyin, saadet oyları bölecek, kılıçdaroğlu gelecek demeyin, gelmeyecek, mümkün değil. ama bir de tersini düşünün. diyelim ki akp'li bir milletvekili var ve bu adam chp'lilerle ilgili yolsuzluk dosyaları açıyor, karşısına çıkan adam ya istifa ediyor, ya görevden alınıyor ya da sayaç paralarını geri ödüyor. her gün yeni bir şey ortaya atıyor ve kesinlikle havada kalmıyor. ne yapardınız? yine bugün olduğu gibi dalga geçer görmezden mi gelirdiniz, yoksa hak verir destekler miydiniz? şu işi siyasetten, dinden, laiklikten, seçim kaygısından bağımsız tekrar düşünün, gözünüzün içine bakılarak yapılan hırsızlık içinize siniyor mu?