29 ocak 2009 davos tayyip erdoğan krizi

  1. 29 ocak 2009 davos dünya ekonomi forumu'nda türkiye cumhuriyeti başbakanı tayyip erdoğan'ın israil cumhurbaşkanı simon peres'e sert bir dille çıkışarak toplantıyı terk etmesi sonucunda gerçekleşen krizdir.

    yorumum kısaca şudur; tayyip erdoğan fevri davranmış, hiç yeri olmayan bir platformda* hiç gereği olmayan bir kriz çıkarmış, aslında gayet haklı olduğu bir konuda çok yanlış, çok fevri bir tavır sergileyerek, haklıyken haksız duruma düşmüş, bir de peşinden "ben israil'e değil moderatöre kızdım." diyerek yan çizmiş ve fevri davrandığını ifşa etmiş ve türk diplomasisinin planlanarak değil de spontane ilerleyen bu acınası halini bir kez daha gözler önüne sermiştir. bizim diplomasimiz planla değil, liderlerin sinir katsayısına göre ilerler.

    uzun versiyonunu da şöyle anlatayım;

    şimdi bu çıkışın ardından ya "helal olsun sana!" denilecek ya da "kasımpaşalı yine yaptı yapacağını." denilecek. akp il başkanı "dünyanın yeni liderini karşılama" hazırlıklarını başlatmış bile. dakika bir gol bir hesabı. halbuki, o kadar laftan sonra, tayyip erdoğan çıkıp "ben moderatöre kızdım, perez'e bir şey demedim." diyerek çark etti, yan çizdi, çevir kazı yanmasın yaptı. komikti resmen... ayrıca madem bu kadar "ayarcı" bir başbakan istiyoruz, benim teklifim ekşi sözlük'ten otisabi başbakan olsun, her önüne gelene şakır şakır ayar verip göğsümüzü kabartsın da biz de rahatlayalım? olmaz mı? sırf bu yüzden uluslararası bir platformda ağır bir kriz yaşandığını unutmamak lazım. ve yapılan şey planlanarak, düşünülerek değil, resmen fevri şekilde vücut bulmuş bir harekettir bunu da görmek elzem.

    peki simon peres'in tavrı karşısında tayyip erdoğan'ı günah keçisi ilan etmek ne kadar mantıklı? o da mantıklı değil. orada bir tepki verilmesi gerekliydi. bu da doğru.

    fakat iki tarafın da açık noktaları kalacak, ki zaten diplomasi de bunun için vardır, açıkları kapamak için.

    "helal olsun, kararlı tavrı için tebrik ettim!" diyenler en başta tayyip erdoğan'ın basın açıklamasıyla "ben moderatöre kızdım valla israil'e laf yok." deyişini unuttular. madem böyle bir tavır sergilenecekti, daha mantıklı davranıp "israil cumhurbaşkanı ile bir araya gelmem." denilebilirdi? bu nasıl kararlılıkmış anlayamadım! hem eğer israil ile ilgili gerçekten böyle "kararlı" bir politikamız var ise, yani artık bir şeyler yapmamız gerektiğine inanıyorsak neden bunca zamandır, 7 senedir akp hükümeti bu konuyla ilgili filistin lehine en ufak bir adım bile atmadı? meclis olarak israil'i kınama tasarısına akp hükümeti neden "dış dengeler var, yapamayız." diyerek red cevabı verdi? bu nasıl kararlılık? madem bunca zamandır israil cumhurbaşkanına ayar vermek için bileniyorduk, israil diplomatlarını sınırdışı edemez miydik? nota veremez miydik? uluslararası platformlarda dert anlatıp filistinin ateşkes durmunu anlatamaz mıydık? vs. vs.... bir sürü soru sorulabilir. ve emin olun hepsinin cevabı da tayyip erdoğan'ın davos'taki çıkışının doğuracağı sonuçlara ters düşmektedir. kararlılıkla alakası yoktur yaşanılan şeyin. tayyip erdoğan sinirlerine hakim olamamıştır, fevri davranmıştır. mesele bu kadar basittir.

    öte yandan, "diplomasi var kardeşim, daha mantıklı davranılmalıydı, tayyip erdoğan ülkemizi böyle rezil bir duruma düşürmemeliydi." diyenlerin de unuttuğu nokta israil'in bu noktada cidden haksız olduğudur. yani israil cidden orada insanlık suçu işliyor ve simon peres de pek adamakıllı konuşmamış okuduğum kadarıyla. kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi gösteriyor konuşmasında ve tayyip erdoğan'ı hedef alıp ona bakarak konuşuyor... diplomasi ise mesele, en başta perez yanlış yapmış. dolayısıyla iki tutum da mantıklı değil. ne helal olsun diyerek göklere çıkarılacak bir iş yaptı tayyip erdoğan, ne de bu nasıl diplomasi diyerek rezil edilecek bir iş yaptı.

    kasımpaşalılık var serde, dolayısıyla tayyip erdoğan derdini atatürk gibi anlatamıyor. tavrını ortaya koyup kriz yaratmadan ayar veremiyor. muhatabını mosmor edip ortamı terk etmek zorunda bırakamıyor. onun yerine celallenip platformdan köy delikanlıları gibi ayrılıyor. bu hiç de başbakana yakışan bir tavır değil. bir kere bu resmen diplomasi cahilliği. bunun kasımpaşalılık şeklinde açıklanması da mantıksız değil. hele bir de çark etti ya, işte o hiç olmadı...

    işin abuk olan başka bir yönü de davos aslında bu mevzuların konuşulduğu bir yer değil. dolayısıyla da dünyanın bu konuda çok da salladığı bir platform değil. hata şunu söyleyeyim, bu kriz yaşanmasaydı kimse davos'ta ne konuşuldu bilmeyecekti. böyle bir platformda böylesi bir çıkış hiç mantıklı ve yerinde değil.

    ne diyelim, en azından türkiye'de yerel seçimleri kazanacağını garantiledi akp. çünkü "helal olsun lan, ne süper cengavermişin sen tayyip!" diyen çok olacaktır buralarda.

    (bkz: türk diplomasisi)
    (bkz: türkler savaşı meydanda kazanır masada kaybeder)
    (#229612) iknowthepiecesfit|30.01.2009 01:09|