sevgilinin saçını yüzünden çekmek

  1. aslında sevgilinin saçı da geri kalanı gibi bakmaya kıyılamayacak, kıyılsa da doyulamayacak güzellikte olup demek ki o an kendisinin yüzüne bakma gereksiniminin daha ziyade hissedilmesi neticesinde yapılan eylemdir. bunu siz yaptığınıza göre demek ki sevgili saçını kendi yüzünden çekemeyecek durumdadır. uyuyordur salyası akmaktadır, hastadır, paylaştığınız o anda buradan ayrıntılarını kestiremeyeceğim herhangi bir şeyle fazlasıyla meşguldür, kolu alçıdadır veya ölmüştür... bu âcizliği de kendisine gösterilecek sevgiyi, özeni veya şefkati o an için katlamaktadır.

    fiili gerçekleştirecek olan kişinin parmakları, birlikte hareket ederlerse sevgiliyi incitecekleri korkusuyla itinayla birbirinden ayrılır, oybirliğiyle içlerinden en nazik olanı seçilir ve günlük hayatta ne ayılıklar yapabilen el o an için otomatikman üzerine bir tüy hafifliği takınır... sevgilinin o anki huzuru bozulmamak üzere az önce tayin edilen parmak veya parmaklar, bahsi geçen güzel yüze usulca iner ve mümkünse sevgilinin ruhu bile duymadan görev tamamlanır. yeni manzara muhtemelen bir öncekinden bile daha güzeldir. şartlar elverdiğince, hatta belki biraz daha zorlanarak, göz hiç kırpılmadan izlenir. sevgilinin masumiyeti karşısında ağlamaklı olunur. güzelliği karşısında düşüncelere dalınır. bu gidişin sonu var mı diyerek kaybetmekten korkulur...

    ... gel zaman git zaman bu şerefsiz uyanır, başında o kadar beklediğiniz ve onun üzerine dikmiş olduğunuz büyük gözlerinizle uyandığında onu korkuttuğunuz için size sinirlenir, birkaç gün sonra da birkaç aylık burs aldığı ecnebi memleketine uçuverir. size oradan kim bilir nasıl bir ortamda yazdığı bir tek mesajla "ben yapamıyorum" der. sonra siz paralize olduğunuz o dakikalarda -ve daha sonra da kişisel özelliklerinize göre uzunluğu değişecek hatrı sayılır bir süreçte- bir o mesaja, bir elinize bakar, uzun uzun anlattığımız o dakikalarda o elle ona aslında neler yapmış olmanız gerektiğini anlarsınız...

    dışarıdan gel tap bana der bu sevgili milletinin tipi ama içten içe şerefsizdirler. o yüzden bırakın kalsın saçı neresindeyse. bekleyin, burnuna falan girsin. huzursuz olsun. ileride sizin onu düşünerek uykusuz kalacacağınız gecelerden bir nümune de o tatsın. çekin elinizi, bırakın saçı da yüzünde kalsın.
    (#224548) vlade tepes|16.12.2008 14:51|