harvest

  1. parçalanmış ahşapları bedenimize batan teknenin soluk yüzlü kürekçisiyle yüz yüze geliriz önce, unutulup giden her sevgilinin ruhu yanımızdan gülümseyerek geçer, önümüzdeki karanlık daha bir saydamdır şimdi ve arkasındaki bahçede hasat zamanının çiğ kokusu eşliğinde koşan çocukların önce neşeli çığlıkları daha sonra ise ölü bedenleri karşılar bizi. yüzümüze çarpan soğuk rüzgar tenimizdeki son kırmızıyı alırken onla beraber gereksiz nefretlerimizi de derin sulara doğru sürükler. nefretten kurtulan ruh ''o'' nu beklemeye başlar, mutsuz hayaletler tek tek dağılırken en son ''o'' görünür teknenin ucunda, beyaz elini bize uzatır o elle birlikte sırtımızdaki son yükün omuzlarımızdan düştüğünü hissederiz, kirli cesedimiz teknenin içinde uzaklaşırken bizse çoktan sonsuzluğun sonundaki karanlık ışığın çevresinde dolaşan böceklere katılmışızdır. zamansızlığın çevresinde dönmeye başlamıştır, özgür kalan.*
    (#21505) maikule|14.07.2006 01:25|