türkiye de eğitim ve bilim

  1. içimizde çocuğu ilkokula başlayacak olanlar var değil mi?
    bu çağrı onlaradır efenim diyerek yazıyorum bilmem belki doğrudur...

    anaokulundan başlayarak bir tür süreç içine giriyor çocuklarımız. bu süreç nedir mi?
    anayasal zorunluluğu olan bir ilk ve ortaöğretim, akabinde ise bir üniversite süreci.
    çocuğunuzu ilk ve orta öğretime maruz bırakmazsanız kanunlar önünde suçlu oluyorsunuz.
    peki devam edelim...

    ilköğretimin ilk 6 sınıfını bitiren çocuk malumunuz seviye tesbit sınavına giriyor. sonra 7 ve 8. sınıfta da aynı uygulamaya maruz kalıyor. akabindeki ortaöğretime giriş sınavlarında iyi bir okulda okumak istiyorsa bu 3 sınavın ortalaması ve bir de girdiği sınavın notu eklenerek toplum içinde varmış gibi bir statü kazandırılıyor. yani bu sınava girmezse ve iyi bir okulda okuyamazsa bu çocuk adamdan sayılmıyor ve zekası kıt deniliyor...
    devam edelim...

    liseyi bitiren çocuk üniversite sınavlarına hazırlanıyor(her yıl birmilyonaltıyüzbin öğrenciyle birlikte). bu sınavı 400000 kişi kazanıyor gibi oluyor. bunun 140000'i örgün olarak ancak yerleştirilebiliyor. diğerleri ya tekrar hazırlanıyor ya da açık öretim yazıp kendisini tatmin ediyor. başka ne yapabilir ki sistem karşısında.
    devam edelim...

    üniversiteye giren çocuk ilk önce daha adam gibi anadilini bilmeden hazırlık denen ingilizce mecburiyetine mazur kalıyor.
    daha sonra bölümünü okumaya başlıyor ama nasıl?
    okutulanlar belli, müfredat belli, hocaların dersleri anlattıkları notlar belli, sınavda sorulacak sorular belli, her şey aslında planlı. yani bir üretim yok, bir fikri gelişim yok, bir ilerleme yok.
    belli kalıplar ve üsluplar var, çocuklar da onu öreniyorlar. mezun olunca da biolog, jeolog, bilg. müh. vs. oluyorlar.

    en başa dönüyorum.
    ilk önce çocuğu adam yerine koymuyor, taa ilkokulda bu sistem içinde yaşayabilmen için bu kurallara uymak zorundasın diyorsun. o yaştaki çocuğa bunları diyorsun. daha sonra bu sistem içinde birey olabilmen ve adamdan sayılman için şu liselerde okuman lazım diyorsun. daha sonra bizim verdiğimiz eğitim sadece senin için üniversite için değil diyorsun ve bir de dershane parası ödettiriyorsun. sonra yine bu yaşta adam sayılabilmen için üniversite okuman gerek diyorsun. üniversiteyi bitirince de bu sistem içinde var olabilmen için verdiimiz öğretime göre kendini geliştirmen gerek diyorsun.
    iş hayatı başlıyor, çocuk yorgun, aklı bitkin, sinirleri harab ve psikolojisinde ciddi sıkıntı temelleri var!!!!!

    bir kere türkiyede bu ortamda bilim olduğu söylenebilir mi?
    ne öğretildiği belli. bir sosyolog kent sosyolojisi denildiğinde Gordon Childe'dan başka birisinden bahsedemiyor.
    öğretilen o çünkü. kalıplar belli.
    bilimde bir ilerleme olabilir mi?

    inovatif öğrenme teknikleri diye bir şey vardır. türkiyede güye çok güzel uygulanır ve her sene belli kurumlar ödüllendirilir.
    neden ödüllendirilir :)

    açık konuşmak gerekirse evlenip bir köye yerleşeceğim.
    çocuğumu zorunlu olan ortaöğretime maruz bıraktığım için kendimden uzun süre nefret edeceğim ama bu eğitimden sora okula göndermeyeceğim!!!

    teorik hayatı okul pratik hayatı insan öğretir.
    üniversitre okuyanları her gün görüyorum ve kendim de okuyup bu zamanı kaybettiğim için kendimi kaybedilmiş bir neslin içinde görüyorum.
    netice.

    türkiyede bilim yoktur. yeni bir gelişim yoktur. üniversite denilen çey belli kalıplar içinde ve belli üslupların okutulduğu bölümlerden ibarettir. bence okumak ta okutmak ta gereksizdir....
    hiçbir anne baba evladına sürekli salak muamelesi yapan bir eğitim sistemiyle uğaşmaz diyorum....
    (#190985) simas|02.06.2008 11:09|