the counterfeiters

  1. Stefan Ruzowitzky ismini sinemaseverler bir yerlerden hatırlarmı bilmem..avrupa sinemasına bir iki eser vermiş olan yonetmen bu filmin senaryo kısmında da yer alıyor. filmin adı "kalpazanlar" hayata pragmatist bir tavırla bakıyorsanız, bu filmi sevebilirsiniz. gerçi bir ucundan hepimiz pragmatistmiyiz bilmiyorum. neyse. tabi artk gına gelen yahudilere yapılan hitler zulmünün filmlerde konu olarak yıllardır işlenmesine hiç girmeyelim. bu konuda artık onyargılı olsamda filmi merak etmiştim.

    filmin bence çok orjinal bir konusu var. gerekçe ise, işlendiği dönem ile birlikte, şansın aslında mesleki bir hebaya dönüşmeyeceğini ve yeteneğin nasıl bir kavram olduğunu anlatan bir konusu var. baş karakter Salomon Sorowitsch isimli bir yahudi kalpazan. filme alman askerlerinin onu soyismi ile çağırmalarındaki asalet, adamın tipinde mevcut değil ama olsun. adamımız süper bir kalpazan. kendi yaptığı paralarda zevki sefasına doyan, gezip tozan ama sonunda bir hatunun derin nefesi sayesinde bir gün daha berlinde kalınca, yakayı elevermesi, hayatının en iyi kararı mı yoksa en zor kararı mı bilemiyoruz. alman polisimiz daha sonra karşısına toplama kampında nazi komutanı olarak çıkıkacak vs. filmi hepsini buraya yazıp izlemeyenler için bir diken durumu yaratmak istemem. matbaadan anlayan, baskıcı, kalıpçı, filmci, grafiker, çizer, ressamları dolduruyor bir toplama kampına hitler amca. ama bizim elemanımız en huu içindeki işkencelere maruz kalacağını düşünürken, toplama kampının, bırakın dunyayı kampın kendi içerisinde bile kapalı bir bolumde kendini şefi olarak buluyor. Hitler sahte para basmaktadır, bunu yahudilere yaptırmaktadır. o kısımda bunu neden yaptığı ile ilgili bir karışıklık var ortada. "kitabını okuyanların aklında kalır mı bilmem ama" karısını aldatmayan, içki içmeyen ve almanlarn savaş gazisi savaş kahramanı olan hitlerin bu pis işleri yahudilere yıkmasının altında ciddi bir planlama olmalı. neyse bilemiyoruz.

    filme her zaman bir alman faşist gösterileri mevcut. vurulan işkece goren, esirlerin kafasına işenen bu ve bunun gibi klişe hitlervari eziyetleri bir kenara bırakalım. piyanistte içimiz yeterince "cızz" etmişti. (acımak mı acımamak mı bütün mesele bu)

    filmin en guzel yanlarından biri, solomonun gelişinden sonra değişien atmosfer. işin ustası diğer yahudilerden birinin neden bunu hitler için yapıyorus diyip, parada kaliteyi sabota etmeleri ve sonucun solomonun kıçına patlaması. bir değil bir kaç nehir arasında kalan tipsiz şekilsiz kalpazanın oykusu bence izlenmeye değer. duyurulur.
    (#184347) enris|16.04.2008 19:51|