recep ivedik

  1. şahan gökbakan'ın şimdiye kadar izlediğim en güzel performansı diyebilirim. dün daha ilk gösterime girmesine rağmen film yok sattı. 23:30 seansında bile insanlar önceden yer ayırtmış, ben ve ablam da önden 2. sırada anca yer bulabilmeyi başardık. genel izleyici kitlesine bakılırsa çoğunluk erkekti tabiki. ama öbek öbek gelmişler birde? maça gider gibilerdi resmen. daha salon kapıları açılmadan ablama ilk dediğim söz şu oldu: "insanların ne kadar gülmeye ihtiyaçları var,değil mi?"

    neyse efendime söyleyeyim, biz yerlerimize geçtik,alaska frigo'muzu açmaya başladık...insanlar öyle hazırlamışlar ki bu film için, grupca hareket ediyorlardı.

    filmin konusuna gelince...film, öncelikle problemli ve maço görünüşlü recep'in mahallesinde başlar. kırmızı kutu gibi arabasıyla ışıklarda beklerken karşıdan karşıya geçen bir adamın cüzdanını yere düşürdüğünü farkeder. arabadan iner ve bir dilenciden önce kapar cüzdanı evine döner. televizyonda haberleri izlerken adamı görür. kendisinin zengin bir işadamı olduğunu ve şuanda antalyada otelinde kaldığını öğrenir.bu adam çok namuslu ve dürüst bir adam olarak bilindiğinden bizim recep tabi hemen cüzdanını sahibine kavuşturmak için düşer antalya'nın virajlı yollarına.

    orda başına ne gelmez ki? önce yolda arabası bozulan iki fıstık gibi kıza yardım eder. fakat salaklığından aküsü biten araba için kendi aküsünü verir. kızları yolladıktan sonra marşa bastığı halde aküden tık olmadığını anlayınca otostop çekmeye başlar.içinde 4 tane satanistin olduğu minibüsü durdurur.onlarla komik bir seyahati olur fakat ordan da indirilir.

    bu sefer bir kamyon dinlenme tesisi görür. içeri girer ve görür ki orada bütün adamlar oturmuş kurufasülye yemekteler. bizim recep de bir tabak ister ama onun kamyoncu olmadığını anlayan başkan, yemeğini önünden kaldırır.bunu haketmesi için bir düello yapmaları gerektiğini söyler.bizimki binbir türlü komik yarışmadan alnının akıyla çıkar ve velhasıl kamyoncular arasına katılır.yolu antalyaya giden bir arkadaş bulur ve ona katılır.fakat adam eşcinsel çıkar ve bizim recep de adamın kamyonundan saya saya iner tabi. yolda bir araba durur ve "ankara hangi istikamette?" diye sorar. bizim aklını kullanmayı beceren recep de ilk defa doğru birşey yapar ve adamı ankara istikametinden antalyaya doğru çevirir otele ulaşmak için. otelin önüne geldikten sonra adama der ki; "şu öndeki göbeği dön sen bir 700-800 km hiçbir yere sapmadan dümdüz git,ankara orda." der ve sinema yine yerinden oynar.

    bu sefer bizim delikanlı otelin sahibini bulur ve kendi elleriyle ona cüzdanını teslim eder. adam da manevi borcunu,kendisini otelinde ağırlayarak ödemek ister. fakat bizimki bunu rüşvet gibi gördüğünden kabul etmez.adam da herhangi bir ihtiyacı olursa diye kartını verir recebe.tamam der ve otelden çıkar. o sırada otelin kapısında bir oda servisçi çocuğu görür. kanı ısınır bizim vahşi görünüşlü recep çocuğa karşı. buraya güzel bayanların gelip gelmediğini sorar.çocuk da bunu onaylar.

    o sırada yeni gelen bir otobüs kafilesi otele gelir. içindeki insanlar iner ve bizim recep,sibeli görür görmez tanır. sibel,recebin çocukluk arkadaşı ve ilk aşkıdır. fakat birgün misket oynarken recep kızın kalbini kırar ve kız bir daha konuşmaz.kısa bir zaman sonra da taşındıklarından recep birdaha sibeli göremez ama misketleri onda kaldığından onları yanından hiç ayırmaz.onun için çok özel bir yeri vardır bu misketlerin. tabi otele yerleştiğini görünce bizimki fikrini değiştirir ve bir süreliğine otelin onur konuğu olur. ve tabi bir dizi de komik olaylar...

    eğer küfürden rahatsız olmuyorsanız ve gerçekten gülmeye ihtiyacınız varsa bir kereden fazla bile izlemek isteyebilirsiniz!çok iyi iş çıkartmış şahan her zamanki gibi. 10 üzerinden 10! *


    *
    (#177857) spinninaround|23.02.2008 10:14|