aşk acısı

  1. aşkın içinde illa ki yer alan, bazen tuz biber deyip gülümseten, bazen lanet ettiren histir. birliktelik içinde onu çekilir kılmak için türlü mazeretimiz* vardır. ama giden gittikten sonra, kalan sağlar kendine yetmez olur kanayan yaralardan!

    elif aktuğ'un dediği gibi: " aşk acısı: sadece bir ceset değil, iki ceset bırakır ardında; yaşayan ve hayat boyu acı çekmeyi sürdürecek ceset, toprağa girenden daha şanssızdır. aşk acısı bağırta bağırta ağlatır insanı, içirtir, delirtir, kimliksizleştirir..." örselenmekten korkup, çocuklarımıza sırf bu acıdan kaçmak için "aşk" adını koyamadığımız bir dünyada*, bu duyguya hiçbulaşmamanın yani: "aşk acısından kurtulmanın en iyi yolu, en çok kendini sevmek, kendin için yaşamaktır."

    aşk acısı, kendini yenileyebilen ve kendi kendine büyüyen bir histir. beslenmek için hayalleri, umutları, güveni, özsaygıyı ve daha ne bulursa hepsini yok edebilir. bitti derken başlayabilir derler; oysa acıtan aşkın kendisi değildir. acıtan, aşk ve aşka yakıştırdığımız insana verdiğimiz değerin boşa çıkmasından ötürü uğradığımız hayal kırıklıklarının etimize batan yanlarıdır. o zaman aşk acısını var etmek de, yok etmek de elimizdedir...
    (#17690) insane|20.06.2006 21:46|