"uykudan kalk da namaz kıl! hadeeeee" dermiş gibi görünse de, aslında "inanan"* insanlar için inanmanın bir gereğidir.

hani bir şeyi çok ama çok istediğimizde gece gözümüze uyku girmez, girerse de rüyâlarımızda sürekli o istediğimiz şeyi görürüz, aklımızdan bir türlü çıkmaz, çıkarsak da tekrar kendimiz sokarız.. bu da onun gibi bir şey. ibâdet olmasının sebebi, "allah"a tapınmanın yanı sıra, insanın bağlı bulunduğu şartlara gerektiği kadar bağlı kalmasını sağlamak; etraftan gelen çapraşık empozelere karşı direnç kazanmaktır.

düşünüyorum da: elazığ'da en sevdiğim uygulamalardan biri olan sabah ezanı öncesi salâ verilir. o salâ ile hz. peygamber'in; salâyı dinleyenin kulaklarını, aklını, gönlünü, evini, odasını, her nereyi isterse orayı teşrif ettiği haber verilir.* ondan sonra da sanki "hz. peygamber geldi, onun destekliğiyle birlikte seni ayakta tutacak isteklerini ve düşünceleri tekrarla, şu yeni güne yine sağlam başla" denmekteymiş gibi ezan okunur: "put diye bir şeyin olmadığına, sâdece allah'ın vâr olduğuna; hz. muhammed'in o'nun kulu ve elçisi olduğuna şâhit oldum, gözlerimle gördüm!" "hadi bakalım salât eyleyelim*, yâni çalışalım, çaba içine girelim, psikolojik dayanıklılığı arttıralım, bu arada düşünelim, samîmiyeti elden bırakmayalım!" demektedir o ezan..

bence çok önemlidir. güün her saatini atlarım şahsen, ama sabah namazının önemini aslâ atlayamam..