güçlü olmak, gücünü göstermekle koşuttur. tatminsizlikle sekillenemez kişilik. kişilik, matematikseldir. kanıt ister. eşitlik ister. denge ister. zekâ ister. formül ezberler gibi ezberlersen taşımak istediğin kişiliği, her soru karşısında afallarsın. kuru bir bilgi ve toplumsal rol toplamı olursun yalnızca. japonya'nın başkenti tokyo'ymuş. eğer oraya gideceksen bir anlam taşır bu. bunu bilmenin anlamı da budur. ben devrimciyim, ben şairim, ben vesaireyim.. iyi! ben de marangozum, pragmatistim, dağcıyım, çok güzel pizza yaparım, denizaltı teknisyeniyim, baletim de aynı zamanda. hayatı kullanmak, bir yetenektir. yetenek, kanıt ister. estetik ister. dengeleme ustalığı ister. zekâ ister. ama sen soytarı, ama sen ey soytarı, bilmiyorsun ki, herkes gelecek gemiyi bekler. ancak gemiyi önce bir kişi görür! beklemek ile görmek, istemek ile algılamak, hazmetmek ile tepki göstermek arasındaki yalçın fark budur! tirbüşon, mantar, şişe, şarap! dördü de bağımsız, dördü de birbirinden kimyasal olarak habersiz, dördü de biraraya gelmeleri kaçınılmaz sonla örtüşük! asla kesişmeyecek iki ray düşün, yanyana, aynı yönde giden! üstünde vagon taşıyan! bazı sevgililer, bazı sanatçılar, bazı düşünürler, bazı yaradılışlar da böyledir: asla kesişemeden, paralel giderler ve sorumlulukları dahilinde ileriye, baki zamana bir olgu taşırlar! bunu farketmek için dahi olmak gerekmiyor! ama soytarılık bu hissedişi, ne yazık, engeller! unutma ki..

kralı eğlendiren dalkavuğun tahta çıktığı görülmemiştir!

küçük iskender