su savaşları

  1. bm verileri, temiz su kaynaklarının küresel ısınmaya bağlı yağış azlığı, buharlaşma, ölçüsüz bilinçsiz tüketim ile kirlilik yüzünden azaldığını gösterir ve bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına tüketimin yıllık 8 bin ile 10 bin metreküp olması gerekirken 2025 te 2 milyar, 2050 de ise 7 milyar insanın susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı tahmin ediliyor.
    yapılan araştırmalarda, gelecekte su ihtiyacı yüzünden gerilimin tırmanacağı bölgeler arasında israil, ürdün ve filistin, çin ve hindistan, hindiatan ile bengaldeş, amazon nehrinin geçtiği tüm ülkeler ile etiyopya ve mısır gösteriliyor. ancak risk haritasında, su kıtlığının en çok hissedileceği yer ortadoğu olarak gözüküyor. hızlı nüfus artışı ve iklim değişikliklerinin bölgede suya ihtiyacı sürekli artırması. 2050 lerde önce kriz, sonra yeni çetışmaların çıkma olasılığını güçlendiriyor. buna karşılık, israilin nil nehri ile ilgili projelerini bilen mısır, silahlı kuvvetlerinde bataklık savaşları konusunda asker eğiterek önlem alıyor ve böylece nilin çıkış noktasında nehrin akışını engelleyecek bir durum oluşması halinde, savaşa giren ve üstünlük kuran ilk birlik olmayı hedefliyor.
    kişi başına 1430 metreküp yıllık tüketimiyle su fakiri olan ve 2030 da 80 milyona ulaşması beklenen nüfusuyla tüketimin 1100 metreküpe gerileyeceği öngerülen türkiye için durum nedir? bilindiği gibi, ab hemde bm, fırat ve dicleyi uluslar arası su kabul etme eğilimindedir. aynı zamanda suriye, gap nedeniyle mağdur gösterilerek ileride yaşanabilecek gerilime kapı aralamaktadır.
    bm 2006 su raporunda 2025 ten itibaren türkiye deki su sıkıntısının üst noktaya ulaşacağı ve 2040 larda ise elindeki su rezervleri nedeniyle türkiye ye savaş açılacağı öngörülmektedir.
    ayrıca su dağıtımının özelleştirilmesi çalışmaları da türkiye adına büyük bir risk. daha önce bölge ülkelerinin yönetimindeki yolsuzluklar ve yerli sermayenin düşük yatırımları nedeniyle benzer bir özelleştirme latin amerika da denenmişti. bölgeye gelen şirketlerin, dünya bankası ve ımf gibi kuruluşlarla çalışan çokuluslu yapısı, kaynakları sömürmesi ve geçimini sağlayan halkın yoksullaşması, direniş hareketlerini doğurmuş ve bolivyada moralesi iktidara getiren sürecin ardından özelleştirmeler de durdurulmuştur. şimdi aynı özelleştirme harekatı, türkiye de iktidar ve kimi yönetimler eliyle başlatılmak isteniyor. bunun alt yapısının ve ana çerçevesinin de mart 2009 da istanbulda toplanacak 5. dünya su forumunda oluşturulması hedefleniyor.

    (#164837) kozmoz|24.11.2007 21:54|