eksik sizsiniz hanımefendi

  1. popüler bir reklam sloganı...
    romantizm, aşk, duygu, sevgi vs... bir ürünün satışına yönelik herşeyin iç edildiği diğer tüm reklamlarda olduğu gibi burada da bir kaç romantizm fırça darbesiyle duygusallık, kadın ve erkek arasındaki en muhteşem ilişki gayet masumane biçimde iç edilmiştir. muhalif olmak için didiklemek değildir lakin hatırlarsınız geçtiğimiz mayıs ayında anneler gününde bir reklam boy gösteriyordu yine. erkek, eşine anneler günü için bir hediye uzatıyor fakat kadın "ben anne değilim ki" diye (yakın zamanda da istemiyorum edasıyla) cevap veriyordu. fakat hediye açılıyor, içinden çıkan (minumum 2.500 ytl'lik) tek taş pırlantayı gören kadının gözleri açılıyor ve "ama şimdi düşünebilirim" diyerek atılan pası karşılıyordu. dünyaya getirilecek iki insanın meydana getirdiği en üstün varlık tek taşa karşılık konuveriyordu. ne deniyordu bize; hayatın gerçeği mi? karşılığında tek taş olduktan sonra çocuk da yaparım ötesini de (mi?) tek taş pırlantayla ölçülen annelik mi?

    dönersek reklamımıza; birbirine hanımefendi ve beyefendi olarak hitap etmelerinden uzun bir tanışıklığa sahip olmadığını anladığımız bu bey ve bayan muhteşem bir mutfağa sahip (evin gerisini göremesek de mutfağından bir çıkarımımız oluyor haliyle) muhteşem "ev"in içerisinde reklamı yapılan ürünün etkisi altında duygusallaşıp elleri ayaklarına dolanıveriyor. daha önce hiç bir paylaşımı olmadığı, birlikte üretmediği ve birlikte yaşamı üretip üretmeyeceğini bilmediği bayanımız, erkeğin "eksik sizsiniz" sözleri karşısında kelebek oluyor, aşktan uçuyor (öyle mi?) ne konuda eksik ki, mutfağa yakışacak biri olarak mı, evin herhangi bir eşyası yanında güzelliği simgeleyecek bir objecik mi? erkeğin kadını çok da tanımadığını anladığımız diyologlardan hangi konuda eksik olarak nitelendirilmiştir kadın. yaşamına bir anlam mı katmıştır yaşan(ma)mışlıklardan... ama günümüzün romantizmi de aşkı da böyledir işte. ne anlatılır; ister tek taş olsun ister ankastre mutfak metanın fethedemeyeceği yer yoktur, bu aşk gibi en yüce değer olsa bile.
    bize pompalayadursunlar bu içi boşalmış, yozlaşmış anlayışları. kana, yavaş yavaş zerkedilen uyuşturucu misali yavaş yavaş iğdiş ediliyor beyinler de.
    sonra ne mi oluyor; sevgililer gününde alınamayan hediyelere, eve alınmayan mobilyalara, istenilen ama yaşanılamayan hayatlara vs. vs. vs'ye en güzel değerler kurban ediliveriliyor.

    (#163415) sciencecyster|15.11.2007 18:11|