istanbul

  1. yedi tepeli, kalabalıklarda kaybolan kimsesizleri, bir ah deyişine muhtaç bırakan diyar. çıkıp da neresinden seyretseniz sonsuz olduğuna inandırmayı kendine iş edinmiş denizi, yine ayrı derişimdedir hem tuzu, hem dalgasının efkarı, hem de o meşhur ah deyişi.
    formüllere esir olunan her an bir kenarda kalır, hesapsız kitapsız, plansız programsız seversiniz boyuna.. nedir bu şehri bu kadar vazgeçilmez kılan? bilemezsiniz.
    ne simidinize gözünü de kanadını da diken menfaatçi martısından hayır gelir, ne saçınızı başınızı da hayatınıza yaptığı gibi darmaduman eden rüzgarından.. yine bir yerde tıkanır kalır ya insan.. haklılığını savunamayan ya da haksızlığına boyun eğmeye yüzü olmayan bünyeler misali, 'onu bunu bilmem' der geçer..
    işte bu şehir, ne sizden vazgeçer, ne derdinden,ne derdinizin sebebi olsa bile devaya bürünmekten. ne de kadrinden anlamayan anlasa da aldırmayan onca nefesinden.
    vazgeçilmezdir. ya da öyle görünendir.. canandan geçtim, candan bile vazgeçilirken.
    belki de bu yüzden.. sözde sövülen özde sevilen, havasına suyuna, nedenini kendine kondurmadan söz söyleyenlerin, bir avuç toprağına duacı olduğu, yağmurunda çamuruyla, güneşinde yaprağıyla, kederinde borasıyla, denizinde dalgasıyla büyüleyen şehr-i yar.

    (#159989) morcivert|31.10.2007 00:56|