ilk yardım

  1. bir kaza anında hayatî öneme sahip, kişinin sağlığını ve solunumunu kontrol altına alabilmek için tıbbî ilaç kullanılmadan yapılan ilk müdahaleye denmektedir.
    gerek trafik kazası, gerek boğulma, yangın faciası yâhut ev kazaları sonrası bu işlemin bilinçli yapılması çok önemlidir. televizyonlardan gördüğümüz üzere, bu işin şuurunda olmayan kişiler, kulaktan duyma, kocakarı metodlarıyla bazen kişilerin ölümüne veya sakat kalmasına neden olabilmektedirler.

    dolayısıyla, ben şimdiye kadar öğrendiklerimi özetle buraya aktarayım; * * * * *

    öncelikle bir kaza, bir felaket anında uygulanması gereken aşamalar vardır, bunlara katiyyen uymak gereklidir hem kendi güvenliğimiz hem de kazazede'nin daha iyi korunması içiin.

    1. ortam güvenliği :
    herşeyden önce, kişiye müdahale etmeden önce, bulunulan ortamın güvenliğine dikkat etmek gerekir. yangın varsa ordan önce kişi uzaklaştırılmalıdır. elektrik kaçağı varsa yine kazazede ve kendimiz ordan bir şekilde uzaklaşmalıyız. boğulan birisini görüyorsak, asla ve asla galeyana gelip, tam olarak yüzme bilmiyorsak suya girmemeliyiz. çünkü can havliyle kişi tamamen şuurunu kaybetmiştir ve bulduğu şeye kesinlikle şuursuzca sarılır ve debelenir.
    ilkyardımın esaslarından birisi de, önce kendi güvenliğini sağlamaktır. evet bencilcedir belki ama düşünülürse doğruluk payı vardır, daha büyük riske girip, bir can daha kaybetmek mantıklı değildir.

    2. bilinç kontrolü:
    bilinç kontrolü güvenlikten sonraki en önemli meseledir. kazazedenin kendinden geçmesi demek o kişinin vücudundaki hiç bir kası kontrol edememesi anlamına gelir. dil de bir çizgili kastır ve solunum yollarını tıkamamak için kontrolünü sağlamak çok önemlidir.
    ilkyardımda en önemli maksadın beyine oksijen gitmesini, beynin ölmemesini sağlamaktır.
    kişinin bilincini kontrol etmek için, değişik yöntemler denenebilir. kaza geçirene, saçma gelse de kişiyi sarsarak "iyi misin?" gibi cevap verilecek sorular sormak ve cevap almaya çalışmak gerekir. çünkü bilinci yerinde olan kişi bu tür sorulara bir şekilde yine de cevap verebilir.
    eğer kişi hiç bir yerini kıpırdatamayacak durumda ise, yine hafif sarsarak "beni duyuyorsan elimi sıkmaya çalış", "beni duyuyorsan gözlerini kırpmaya çalış" gibi ricalarda bulunarak ondan tepki almaya çalışılmalıdır. çünkü tepki alınırsa bilincinin yerinde olduğu anlaşılır ve solunum yollarında bir tehlike o an için söz konusu değildir. bu sefer tabi diğer hasarlara, kanamalı yaralara bakmak gerekir orayı şimdilik es geçiyoruz.

    3. hava yolu açıklığı sağlamak:
    evet mazallah, dileriz kimse böyle bir şey yaşamaz ama diyelim ki kişi kendinden geçmiş, şuuru yerinde değil. o zaman hemen hava yolu açıklığını kontrol etmek gerekir. kişi rahat nefes alabiliyor mu, kişinin kalbi atıyor mu, beynine oksijen gidiyor mu, bunları kontrol etmek gerekir.
    bunun için de gör-duy-hisset metodu uygulanabilir. sırt üstü yatırılan kişinin ağzına kulak yanaştırılır ve gözlerle göğüs kısmına bakılır. bu şekilde nefesini hissedebilir, nefes aldığını duyabilir, göğsün inip kalktığından emin olarak solunumu kontrol edilebilir. en azından bu 3 his mekanizmasından biri ya da bir kaçı çalışacağı için sağlıklı bir tespit yapılmış olabilir. eğer kişi nefes alamıyorsa, dilinin konumu kontrol edilir ve gerekirse onu kenara çekmek de gerekebilir.

    4. bası ve nefes:
    allah korusun eğer kişinin nefes almadığı farkedilirse, beyni korumak için suni solunum kesinlikle şarttır. bilindiği üzere pompalama işini kalp yapar, nefes alma işini ise ciğerler. dolayısıyla bu 2 organı birden suni şekilde çalıştırmak gerekebilir.
    beyine 6 dakika kadar oksijen veya kan gitmediği takdirde, beyin ölümü gerçekleşebilir, organlar ve dokular ölmeye başlayabilir. bu yüzden öncelikle yapılması gereken şey, sırt üstü yatırılmış kişinin gıdığının altından 2 parmakla kaldırılarak, solunum yolu düzeltilir ve burnu kapatılmak suretiyle ağzından hava üflenmesi ve daha sonra da göğse baskı uygulanması sonucu suni tenefüs olayı gerçekleşir.

    yeni ilk yardım kurallarına göre, basının önemi daha fazla artmıştır ve 30 bası 2 nefes şeklinde suni solunum gerçekleştirilmelidir. insanın dışarı verdiği nefeste hala 3de1 oranında oksijen olduğu bilindiği takdirde, kişiye kullanılmış havanın verildiği şüphesi de ortadan kalkar sanırım.
    kaza geçiren kişinin önce ağzından 2 defa derin nefes alınarak nefes verilir ve göğsünün bu nefes verme işleminde şişip şişmediği kontrol edilir ki doğru yapıldığından emin olunsun.
    daha sonra da 30 defa, parmaklar birleştirilerek * tek el şeklini almış ellerimizle kişiye bası uygulamak gerekir. kişinin göğsünün 5 cm kadar içe bastırıp sonra hafiften kaldırarak, sürekli aynı rutinlikte, düzende uygulanması şarttır bu işlemin.


    bu aşamadan sonra teknik ekip gelene kadar, ya da kendimizden daha bilgili biri gelene kadar bu işlem ilk yardımcının yorulmasına, bitap düşmesine kadar devam eder. 40 dakika hatta daha fazla sürdürülebilir, çünkü asıl amaç kişinin beyninin işlevini sağlık ekipleri gelene kadar korumaktır.

    önemli bir not: böyle bir panik anında ikinci bir yardımcı şarttır. gerek telefonla yardım çağırmak için, gerekse kişiyi taşımak veya gerekli bir şeyin getirilmesi açısından çok yardımcı olur.
    ayrıca "112'yi ara" demek yerine, durumun şaşkınlığından bu durumu anlayamayacak kişiler olması ihtimali yüzünden ilk yardımcılar genellikle " bir bir iki'yi ara" şeklinde etrafa seslenir. bunun anlaşılması daha kolay ve açıktır.

    kanamalı hastalarda ise, yapılması gereken kanamanın bir şekilde durdurulmaya çalışılmasıdır.
    dış kanamalarda, kanayan kısıma elle ya da temiz bir bezle basınç uygulanır.
    iç kanamalarda ise- belirtileri nabzın zayıf hissedilmesi, baş dönmesi hali, bilinç azlığı, hızlı solunum- kişi yine sırt üstü yatırılır ve baş yana çevrilir ve en kısa zamnda hastaneye yetiştirilmeye çalışılır . bu konuda maalesef çıplak elle yapılabilecek çok bir şey yoktur.

    dilerim kimse böyle bir anı yaşamaz diyerek sözlerimi sonlandırıyorum..
    (#159861) satanist avlayan mucahit kedi|30.10.2007 12:50|