nihat genç

  1. kayseri'de çok ünlü bir müftü vardır. diyanet işleri başkan yardımcılığı da yapmıştır, necmettin nursaçan. efendim, bu kişinin hitabet yeteneği çok kuvvetlidir. televizyonlara da çıkar ve de, anlattığı hikayelerle, verdiği vaazlarla günün anlam ve önemini hatırlatır, dinleyicilerinin üzerinde etkisi büyüktür, hayran kitlesi çoktur. gelin görün ki, nursaçan hoca, hep aynı hikayeleri anlatır. bir sene kadir gecesinde ne dediyse, ertesi sene aynı şeyleri tekrar eder durur.

    solculuğu, ucuz bir t-shirt ve bir kot pantolon giyip, kirli sakal bırakıp, konuşurken saçlarını arkaya atıp durmak sandığına iyice inandığım nihat genç'de necmettin nursaçan'a çok benzemektedir. hangi konu hakkında konuşursa konuşsun anlattıkları hep aynıdır aslında. konu hükümet, avrupa birliği, amerika, ırak, vahşet, insanlık, aşk, mevlana, yunus emre, din, peygamber ve hatta atatürk bile olsa aynı şeyleri tekrar eder. birbirinden ayrı bu kadar farklı konuları anlatırken, hep aynı cümleleri kurarak meramını dile getirmesi de büyük bir başarıdır kanımca.

    ona göre bu halkı kendisinden başka kimse anlamamıştır, önce kafasından sentezlediği bir halk tanımı yapar, sonra bir iki mevlana'dan yunus'tan bahseder, sonra araya atatürk'den bir iki cümle, işte budur. sonra orhan pamuk'a bir iki küfür, "sen rakı içip kafayı çekerken biz bu memleket için yanıyorduk" gibi damardan cümleler sonra, bir iki gazeteciye hakaret, sonra leman'dan iki üç bahset; oldu da bitti maşallah.

    bu adamın programını seyredipde, herhangi birinde birilerine hakaret etmediğini gören olmuş mudur?

    benim gördüğüm kadarı ile, nihat genç dünyanın hızlı değişimine ayak uyduramamıştır. dünyada ki kurulu düzenler, ister beğenin ister beğenmeyin, ister yandaşı olun, ister kavgalı, öyle bir iki duygusal cümleyle açıklanabilecek analiz edilebilecek basitlikte değildir.

    halkı ben anladım, diyen bu zat görülüyor ki, türkiye'deki son gelişmelerden hiç birşey anlamamış, halkın ne istediğini görememiştir. bunu göremeyen başkalarını da eleştirirken,"git de o zaman o devlet memurlarının maaşıyla üç ay geçinde görelim" demek, sığlığın nihat genç versiyonudur. aykırı düşüneyim, prim yapayım derken, görülen o ki, ne hak tarafı kalmıştır, ne de vicdan.


    dünya meselelerinin çözümü cidden zordur.hele, eski tüfek solculuk yanında bonus ülkücülük damarı ile çözmek daha da bir zordur.
    (#145793) sirma sacli pastirma|07.09.2007 22:05|