nescafe

  1. laleli'deki ordu caddesi, yukarıya; fen fakültesi'nin girişinden büyük reşit paşa caddesi'ne dönerdi. orada istanbul üniversiteli olan herkesin gittiği bazı mekanlar vardı. çantay kırtasiye hemen her bölümdeki öğrencinin not çoğaltma mekanıydı mesela. işte o mekanlardan birinin adı da nescafe idi. genellikle edebiyat ve fen fakülteli öğrenciler giderdi oraya. eski bir laleli apartmanının dairelerinden biriydi gerçekte. duvarlar kaldırılınca, geniş bir kafe olarak hizmet vermeye başlamıştı. duvarlarında dev manzara resimleri bulunurdu. izbe ve karanlık arka tarafından çok ön tarafı tercih edilirdi. öğle saatlerinde çay ve sigara eşliğinde ideal ber ders çalışma yeriydi ve bu özelliği soğuk kış günlerinde mekanı tıklım tıklım ederdi. unutulmaz bir de "ayhan abi"si vardı ki neşesi yerindeyse müşterisi olan gençleri kırıp geçiren bir şef garsondu.

    biz öğrenci milleti için önemli biryerdi nescafe. kapalı mekan bir buluşma yeri ve sohbetin en koyusuna gebe bir kafeydi ama yine de akşam 6'dan sonra rengi değişirdi. çünkü müşterilerin profili değişirdi. türkçe bilmeyen hoş endamlı bir takım kadınlarla rusça bilmeyen bol kıllı, gömlek yakaları göbeklerine kadar açık ve illa ki boyunlarında altın zincir bulunan adamlar, kaşla göz arası oraya doluşurdu. "gündüz insan gece hırt"tı diğer bir deyişle. mekanın sahibi "babacan ve kulağı kesik" bir adamdı ve hiç unutmam otobüs parasını denkleştirip öğrenci biletiyle sirkeci'ye mi insek, yoksa otostop mu çeksek diye hesap kitap yaptığımızı duymuş, ayhan abi ile haber yollayıp, "kızlara söyle paraları yoksa ben vereyim, yarın öderler" bile demişti. o "yarın öderler" kısmı, bize "mal" gibi değil, "bacı" gibi baktığını anlatmaya yetmiş de artmıştı.

    nescafe, "stalingrad'dan son mektuplar"ı salya sümük ağlaya ağlaya okuduğumuz yerdi, kollarımızı dayayıp, vizelere çalışırken not kağıtlarının üzerine kapanıp uyukladığımız yerdi. istemediğimiz kadar sıcak çay ve ayhan abiyi bile kızdırana kadar kültablaları içinde yakıp pof'lamasını beklediğimiz tekel üretimi sigara paketlerinin jelatinleriydi. dostluktu, bir tostu 4 kişi yemekti, öğrenci olmaktı ve okul anılarının yaşayan mekanıydı.

    yıllar sonra oradan geçerken beni nescafe yerine bir sürpriz bekliyordu: kapanmış ve yerine bir deri giyim mağazası açılmıştı: nescafe, kimbilir kaç yıl önce laleli'nin ama daha çok biz öğrenci milletinin yaşanmışlıklar tarihindeki yerini almıştı.
    (#117475) hazeyame|20.06.2007 03:13|