ortaçağ atmosferini çok inandırıcı bir şekilde veren bir roman. ortaçağ avrupası'ndaki seküler ve katolik güçler arasındaki mücadeleyi, insanların sefaletinin boyutunu, bağnazlığı, manastır hayatını, o zamanın okumuşlarının düşünme biçimlerini anlatır.
şimdiki siyasi akımların modernizim sonrası ortaya atılıvermiş olan düşünceler olmadığını, daha önce de benzerlerinin görüldüğünü yaşanmış çeşitli olayları kitaba çok güzel yedirerek verir okuyucuya.
dedektiflik hikayesi bu ağır kitabı sürükleyici kılar.
eco bu kitabı ortaçağ avrupası'nda bol bol görülen kronikler tadında bir üslupla yazmıştır.
avrupa tarihini neredeyse o ortamda yaşıyormuşçasına hissedebilecek kadar bilgi bulabilirken, yaşadığımız coğrafyanın, ve içinde yetiştiğimiz kültürün tarihiyle ilgili futbol maçı kıvamında
* bilgilerle yetiniyor olmak beni şaşırtmıştır hep. bu kitap bu garabeti bir kez daha hatırlatmıştır bana.