kuran-ı kerim

  1. kur'an kelimesi bir isim olup "karae" fiilinden türemiştir. sözlük anlamı ise; okumak, tplamak, ezberden okumak, yaklaştırmak anlamlarına gelir. arap dili kaynaklarına göre ilahi kitaba bu adın verilmesi hem okuyuşa konu olduğundan hemde; emirler, yasaklar, müjdeler, uyarıları sureler ve ayetler bünyesinde toplamış olduğu içindir.

    karae kökünün bir başka manasında doğurmak, saklı olanı açığa, gökyüzüne çıkarmaktır.


    hayatta insanların mutluluğunu garanti etmesi nedeniyle diğer dinlerden üstün olan islam dini, kur'an aracılığıyla müslümanlara ulaşmıştır. akaidi, ahlakı ve ameli kanunlardan oluşan bu din, kaynağını lkur'an da bulur. bir ayette:"sana bu kitab'ı, herşeyi açıklayan ve müslümanlara yol gösterici, rahmet ve müjde olarak indirdik " (nahl/89) der.

    kur'an'ın tümünü içeren ayetler göz önüne alındığında; dini akideleri, ahlaki değerleri ve insan hayatının her yönüne hitap eden genel bir sistem vardır.

    kur'an insanları yaratılmışların en şereflisine yaklaştıracak, onun yaratılışına birebir uyacak, sorduğu her sorunun cevabını, yaşadığı her anın karşılığını bulacağı eşsiz bir yol gösterici, bir kılavuzdur. insan yapısı itibariyle hayatında mutluluğu arar durur. ve bu arayışta kendisine bir yol tutturur. sarıldığı bu yol hayatındaki prensiplerini belirler. insanlar salt kendilerine bahşedilen yetenek ve akıl ile sürekli ve gerçek mutluluğa ulaşamaz. bunun en büyük ispatı, insanların, insanlık tarihinden bugüne kadar allah'ın sisteminin karşısına koyduğu sayısız beşeri sistemlerin başarısızlığıdır. kur'an insan'a yolunun güzergahını gösteren bir kılavuzdur. kur'an; allah'ın indilirmiş kitabı ve insanoğluna yöneltilmiş hitabıdır. insanın ruhuna, kalbine, aklına ve nefsine seslenişidir. kur'an ile birlikte hayat; şanı yüce allah ile sürekli bir konuşma ve irtibat kurmadır. ve allah ayetlerinde bunu en güzel şekilde açıklar:

    "allah göklerin ve yerin nurudur. o'nun nuru, içinde çerağ bulunan bir kandil yuvasına benzer. o ışık bir cam içindedir. cam ise sanki inci gibi parlayan bir yıldırzır. bu, ne yalnız doğuda ve ne de yalnız batıda bulunan bereketli zeytin ağacından yapılır. ateş değmese bile neredeyse yağın kendisi aydınlatacak. nur üstüne nurdur. allah dilediğini nuruna kavuşturur. allah, insanlara misaller verir. ve allah, herşeyi bilendir." (nur/35)
    "sen, dinleyip de en güzel söze uyan kullarını müjdele. işte allah'ın doğru yola eriştirdiği onlardır. işte onlar akıl sahibidirler. allah ayetleri birbirine benzeyen örnekler veren kitabı, sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. rablarından korkanların bu kitaptan tüyleri ürperir. sonra allah'ı anmakla hem derileri ve hemde kalpleri sükuna kavvuşur. işte bu kitap allah2ın doğruluk rehberidir. onunla istediğini doğru yola eriştirir. allah kimi sapıtırsa, artık ona yol gösteren olmaz."(zümer/17-23)


    anlaşılacağı üzere dünya hayatı çetrefilli bir yol ve kur'an bu yolda insana tek ve yegane kılavuzdur. insanı yaratan yüce rabbimiz onu sadece yaratmakla kalmamış bu koskoca evrende ona eşsiz ve yegane bir kılavuz vermiştir. burda insana düşen görev yolunu kaybetmek istemiyor ise, bu kılavuza sıkıca sarılmak ve ona gereken değeri vererek hayatına yön vermesine izin vermektir.

    ne yazık ki, yüzyıllardır, biz( bilerek veya bilmeyerek) isteyerek veya istemeyerek, kur'an'ı hayatımızdan uzaklaştırdık. bunun sonucunda bizde hayattan uzaklaştık. biz ki; bu kur'an klavuzluğunda yeryüzüne hakim olmak için gönderilen bir ümmet iken; "siz; insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz"(al-i imran/110). kur'an dan uzaklaşmamız sonucu hem kimliğimiz hem yaşantımız bir isimden ibraret hale gelmiştir. artık kuran sadece klasik bir haline gelmiş bulunuyor. şair mehmer akif bu durumu dizeleirnde şöyle anlatmıştır:

    "lafzı muhkem yalnız, anlaşılan, kur'an'ın;
    çünkü kaydında değiliz hiçbirimiz mananın.
    ya açar nazm-ı celil'in, bakarız yaprağına,
    yahud üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
    inmemiştir kur'an, bunu hakkıyla bilin!
    ne mezarlıkta okunmak, nede fal bakmak için!"

    allah'ın insanlığa sunduğu en son ve mütekamil din olan islam'ın ana kaynağı kur'an'ın önündeki en büyük engel, onun ortalama insanlar tarafından anlaşılması zor hatta imkansız bir kitap olduğu tarzındaki "zan" dır. maalesef bugün, müslümanlar arasında doğrudan kur'anla muhattap olmanın günah olduğu, kuran'ın mealinin veya tefsirinin okumanın sakıncalı olduğu, dahası kendi başına okuyanın sapıtacağı ve küfre düşeceği tarzındaki düşünceler hayli yaygınlaşmış bulunuyor. bu yüzdendir ki günümüz müslümanları ile kur'an arasında aşılamayan kalın duvarlar bulunuyor. aslında bu sorunun tek ve yegane nedeni ise, kur'an dan kopuk olmak, kur'ani kültüre sahip olmamak ve kur'ani bakış açısından yoksun bulunmaktır.

    kur'an ısrarla kendisinin allah katından bütün insanlar için ve inananlar için "rehber", "yol gösterici", "uyarıcı", "açıklayıcı" , "kolaylaştırıcı" bir kitap olarak gönderildiğini hatırlatır dururken; o'nun "zorlaştırılmış", "kapalı" , "şifrelerle dolu", veya "sadece bazı uzmanların çözüp anlayabileceği" bir kitap olduğunu söylemek, büyük bir gafler olur. bu konuyla ilgili bir ayet aslında herşeye cevap niteliğindedir;

    "dikkat edin! katkısız din yalnızca allah'a aittir. o'ndan başka veliler edinenler, "biz bunları bizi allah'a daha fazla yaklaştırsın diye ibadet ediyoruz" derler. doğrusu allah, ihtilaf ettikleri konularda aralarında hükmedecektir. şüphesiz allah, hiç bir yalancı kafiri doğru yola iletmez." (zümer/3)

    sonuç itibariyle islam'ın kılavuzu kur'an-ı kerim; allah ile insanlar arasındaki bütün put, ilah, sihirbaz, rahip v.s türünden ne kadar aracı ve vasıta varsa hepsini ortadan kaldırmak için gelmiştir.




    (#110756) ha1ime|29.05.2007 12:58|