nükleer enerji santrali

  1. nükleer santraller, radyoaktif maddeleri kullanarak, enerji üreten santrallerdir. bundan yıllar önce (39 yıl önce mesela) inşa edilen nükleer santrallerin yan etkileri bilinmemekteydi *. Öncelikle nükleer santrallerin atıklarıyla ilgili çevresel olarak kabul edilebilir bir çözüm henüz hiçbir ülkede bulunamamıştır. ( radyoaktif bir çekirdeğin aktivitesinin yarıya inmesi için gereken süreye “yarı ömür” denir. 10 yarı ömrü dolduktan sonra radyoaktif aktivitenin pasifleşeceği söylenmektedir. buna göre, radyoaktif atıklar arasında bulunan stronsiyum 90 ve sezyum 137 gibi çekirdeklerin yarı ömrü 28 ve 30 yıldır. plütonyumun ise 24 bin yıldır. yani plütonyum stokunun aktivitesinin pratik olarak sona ermesi için aradan tam 240 bin yıl geçmesi gerekir.

    sadece bu bile, nükleer santraller için kar/zarar analizi yapıldığında, çevresel koşulların uzun dönemde çok riskli yüksek kirlilik oranıyla karşılaşacağının garantisidir. kaldı ki, radyoaktif çevresel zararlar sosyal hayat üzerinde * doğrudan etkilidir.

    hadi bunu geçelim. nükleer enerji santrallerinin sorun çıkarmayacağının garantisi hiç bir zaman yoktur *, ve çıkan sonuç uzun dönemde telafi edilmeyecek hasarlar doğurur. nükleer santraller için bir başka boyutta içinde bulunduğumuz dönemde verdiği yüksek zarar potansiyelinden ötürü pek çok saldırının hedefi olmaya çok müsait olmasıdır. * Üstelik ekonomik açıdan, bu atıklarınçevreye zarar vermeden korunabilmesi imkansız olduğu gibi çok pahalıdır da. (amerikada şu anda radyoaktif atık sorunu almış başını gitmiştir üstelik çernobilden sonra 128 nükleer santralin yapımı da iptal edilmiştir yeni nükleer santral yapımı olmamıştır.)

    bunu da geçelim..
    bugün nükleer enerji santrali kullanan ülkelerin hepsi, sürdürülebilir enerji kaynaklarını tam kapasite kullandıktan sonra en son çözüm olarak nükleer enerjiye başvurmuşlardır ve şu anda var olan reaktörlerin bazısı çalışmamaktadır * tüm dünyada yoğun olarak kullanılmaya başlanan rüzgar, güneş, jeotermal, küçük su kaynakları, biomas, gel-git gibi kaynaklar; ülkemizde henüz hiç değerlendirilmemiştir

    bir nükleer santralin normal çalışması esnasında çevreye yaydığı yada kaza sonucu ortaya çıkan radyasyon, canlılara besin ve solunum yoluyla geçer: işınlama canlı hücrelere meydana getiren atomları ve molekülleri iyonize ederek yapılarını bozar, kansere yol açar. *

    bu bağlamda şöyle bir bakıyoruz ki önümüze şu şekilde "neden nükleer enerji santrallerine gerek yoktur " sorusunun cevabı çıkıyor:

    -nükleer enerji santralleri kurulumu, radyoaktif madde bulunması, çıkarılması ve işlenmesi açısından 300milyar dolarlarla ifade edilmektedir, üstelik açığa çıkaracağı enerji öyle ahım şahım bir enerji değildir dsİ'nin yaptığı açıklamaya göre sadece su kaynaklarımızı kullanarak 2010 yılına kadar enerji sıkıntısı çekmeyeceğiz*
    - radyoaktif maddelerin çevreye verdiği zararın haddi hesabı yoktur. bu zararı telafi etmek için ödecenek paralar tüm ülkeyi sittin sene enerjisiz bırakmaya yetecektir.(illa ekonomik bakacaksak)

    - enerjiyi sadece ekonomik bir şey değildir. İnsanlar için üretilir. dolayısıyla sosyal bir boyutu vardır. bizim zaten sürdürülebilir enerji kaynaklarımız varken, bu kaynakları daha henüz kullanmamışken, halkımızı çevremizi tehlikeye atmaya değer mi? asla.

    -nükleer santralleri öyle kafanıza göre her yere kuramazsınız. santrallerin soğutulması için soğuk suya ihtiyaç vardır dolayısıyla deniz kenarında kurmalısınız ama kurmayı düşündüğünüz yer akdeniz yani türkiye'nin en sıcak denizi * ve her an tetikte bir fay hattının olmaması gerekir. lakin gel gör ki türkiye kuzey anadolu fay kuşağının üstündedir. yani mecburen santralleri akdeniz bölgesinde kurmak durumundalar ama bu seferde su problemi var. su problemi de zaten verimi düşük olan santralin verimini iyice düşürecek. yani riski almaya hiç hiç hiç değmeyecek bir durum.

    üstelik ab Çevre politikalarında şöyle bir ilke vardır :

    -ihtiyat ilkesi : eğer bir projenin çevreye keskin zararlar vereceği konusunda ciddi şüpheler varsa, o proje bilimsel kanıt beklemeksizin durdurulur.

    son bir hatırlatma : İstanbul Üniversitesi yada istanbul teknik üniversitesi * deneme amaçlı prototip olarak bir ufak nükleer santral kurulmuş, ancak çok tehlikeli bulunduğu için kapatılmıştır.

    bu yazıyı okumaya üşenen vampircikler ve vampirler varsa bile şurasını üşenmeden okusunlar:
    nükleer enerji santralleri ayaklı mezarlardır.




    (#108253) dawn|21.05.2007 01:19|