kanser

  1. çok haindir.. vücudu çepe çevre sarana kadar hiçbir belirti vermez.. çok bambaşka bir şikayetle doktora gidersiniz önce.. doktorlar mide kanamanız var, bronşit olmuşsunuz, kanınızda virüs bulduk gibi ilgisiz teşhis sonuçları nedeniyle hastaneye yatmanızı söylerler.. sonra hasta olan organınızda bir kitle bulduklarını söylerler.. ama henüz kimsenin ağzından kanser sözü çıkmaz.. sonra yavaş yavaş her şey belirginleşir.. konduramazsınız.. hastalık yakışmaz sevdiğinize.. o yenecek dersiniz ve umutla mücadelenize başlarsınız..

    hep umutlusunuzdur.. hastalık son evresine gelmiş olsa bile hep umut vardır.. bir mucize beklersiniz.. ama bir yerden sonra her şey kabullenilir.. öylece elinizden hiçbir şey gelmeden beklersiniz, sevdiğinizin gözünüzün önünde eriyişine bakarsınız.. 90 kiloluk adamı nasıl kuşa çevirdiğine şahit olursunuz.. o güzelim saçların nasıl teker teker döküldüğünü görürsünüz yastığına baktıkça.. gölzerdeki ışık nasıl sönermiş şahit olursunuz.. bütün bunları yaşarken hastanıza hiçbir şey belli etmemek zorundasınızdır.. onun gözlerinin içine bakabaka yalan söylersiniz: ''iyileşeceksin'' .. gülerek girersiniz odasına, o ağrılar içinde kıvranır, çaresiz kalırsınız.. başını okşarsınız, masajlar yaparsınız.. ama nafile.. yine de hep güçlü olmaya çalışırsınız.. hastanızın odasında moral vermek için gülerken, çıktığınızda oluk oluk akar gözyaşlarınız.. öyle bir şeydir ki bu lanet hastalık, yalvarttırır adamı.. ''lütfen onu al yanına'' dua edersiniz allah'a.. onu yanına al ki dinsin acıları.. daha 3 gün önce ettim ordan biliyorum:

    dedem benim, her gördüğünde cebinde bozuk para bile olsa onu bana harçlık diye veren dedem; yazın beraber yürüyüşlere çıktığımız dedem; bayramlarımızın neşesi, şen şakrak dedem.. 2 yıl önce gırtlak kanseri oldu, 3 gün önce de son nefesini verdi. boğazına bir şey takmışlar rahat etsin biraz diye, nefes alamıyor, yemeği hortumla yiyor. tırmalıyor yatağı acısından.. elimizi sıkıca tutuyor , bize belli etmemek için gülüyor. o bunları yaşadıkça herkes dua ediyor bir an önce ölsün ve kurtulsun diye.. onca acının sonunda hiçkimse görmeden uykusunda usulca ölüyor dedem..

    dedemi toprağa veriyorum, daha onun acısını unutmadan, gözlerimdeki yaşlar dinmeden, şişlikleri inmeden dayımın akciğer kanseri olduğunu, üstüne üstlük 4. evre (son aşama) olduğunu, akciğerdeki kanserin beyinciğe sıçradığını da öğreniyorum. akıtacak göz yaşım kalmadı. bitiyorum..

    kanser artık doğal ve alışılageldik bir şey mi olmaya başladı? kalbimiz nasırlaşmalı mı? kanserle yaşamaya alışmalı mıyız? ben bilemedim..
    teyzemi karaciğer kanserinden, iki dayımı akciğer kanserinden, dedemi grıtlak kanserinden kaybettim.. babam lösemi oldu, şükürler olsun o yanımda.. şimdi bana gelmişler sedat dayın da akciğer kanseri oldu diyorlar.. ben 3. kez akciğer kanseri yüzünden dayımı mı kaybedeceğim? bu bir şaka mı? deneniyor muyuz?

    çözemedim ben seni kanser.. daha ne kadar canımı yakacaksın bilemedim.. ailemin yarısını çürüttün, yetmedi mi? daha kaç kurban vermek gerekiyor sana? kaç kişiyi babasız annesiz bırakacaksın? durduramayacak mıyız biz seni? nereye kadar? sıkıyorsa gel beni al!!!
    (#108003) bir kedim bile yok|20.05.2007 00:30|