uçurtmayı vurmasınlar

  1. tunç başaran, filminin geçtiği cezaevine izleyiciyi de sokmayı başarmıştır. inci ve barış'ın kilitli çelik kapılar ardındaki dünyasını devamlı olarak gözetleme deliğinden, parmaklıklar ardından, ya da bir trabzanın kenarından izlerken; kendimizi de yanıbaşlarında, cezaevinde buluveririz. gökyüzünü seyrederken bile ekranımızın yanıbaşında tüm heybetiyle dikilen duvar, gökyüzünü görebilsek de özgür olmadığımızı, onun sadece bir parçasıyla yetinmek zorunda olduğumuzu ısrarla hatırlatır.
    (#102101) bachmaninov|02.05.2007 23:05|