sanatçının kişisel görüşleriyle sanatını birbirinden ayıramayanların yoğunlukta olduğu bir toplumda özellikle son zamanlarında hakkı yenilerek çarmıha gerildiğine inandığım, 2002'de dünya yayın çevreleri tarafından dünyanın yaşayan en iyi beş yazarından biri olarak gösterilen türk yazar.
kanımca sevilmemesinin bir nedeni de kitaplarını okuyanların onları anlayacak brikime sahip olmamalarından dolayı "saçma" ve "değersiz" olarak nitelemeleridir. klasik roman anlayışının dışında yazmış olduğu postmodernist eserleriyle türk edebiyatında sarsılmaz bir yere sahip olmuştur. "kara kitap" başyapıtı olmaya en güçlü adaydır.
eserleri:
1- cevdet bey ve oğulları
2- beyaz kale
3- kara kitap
4- sessiz ev
5- gizli yüz (senaryo)
6- yeni hayat
7- öteki renkler
8- benim adım kırmızı
9- kar
10- istanbul
bireyselcilik, toplumsalcılık; şeriat, cumhuriyet; doğu, batı; asya, avrupa gibi ikilemlerin karmaşasında kalmış bir kültürün en sistematik, derli toplu temsilcisi olan yazar.
netice, karmaşaların iyi ifade edilmesi onu en iyi yazarlardan biri yaparken, aynı nedenle kimseye yaranamamıştır.
türkiye hakkında ileri geri konuşarak milletimizin asabını bozma teşebbüsünde bulunan,amerika yanlısı olduğuna inanılan,ender rastlanan yazar tiplerinden biri. saygı duymamız gerektiğini bilmekteyiz fakat nereye kadar.
hemen her eserinin üzerinde intihal iddiaları dolaşan, ıstanbul'dan daha çok new york'ta okuru bulunan tırnak içinde evrensel yazar. halkın içinde pek dolaşmayan ve zorunlu olmadıkça yerli basına demeç vermeyen evrensel yazar, özellikle batı medyasınadn gelen tüm röportaj isteklerini kabul etmektedir. Özellikle kara kitap'ta kullandığı uzun, upuzun, çok uzun cümleler her nedense bazı eleştirmenlerin dilinde james joyce tadı bırakmış ve yazarı yüceltmelerinde enbüyük etken olmuştur. das kapital'i okurken daha az zorlandığımı itiraf etmeliyim.
"kor gozum parmagina" zorlamadiginda yazdigi kitaplari oldukca edebi nitelikli olan, kapasitesinin farkina varip havaya girdiginde siradanlasan, "ben entellektuelim" edasi ile son derece gereksiz ve faydasiz bir portre cizen edebiyatcimizdir.
2006 nobel edebiyat ödülü'nü almış türk yazar. hilmi yavuz kendisini "pamuk prens" ilan etmiştir. Ä°yi bir yazar olmadığı için verdiği demeçler ve yabancı yayınlarda kaleme aldığı düşmanca yazılar sayesinde kendinden söz ettirmeyi her daim başarmıştır. bir takım lobiler tarafından desteklendiği yolunda iddialar da vardır. zannımca kraldan çok kralcı kesilen edebi çevreler ve orhan pamuk severler tarafından kendisinden söz edilirken "nobel ödüllü yazar" şeklinde söze başlayacaklardır. elif şafak davasınından sonra, fransa'da ermeni yasa tasarısı oylandı ve kabul edildi ve aynı saatlerde orhan pamuk'a nobel edebiyat ödülü verildi bu kadar icraatın bir arada olması da pek manidardır. Ayrıca Yazar Ahmet Yıldız'ın: "Eğer Nobel Edebiyat Ödülü Orhan Pamuk gibi yazarlara verilecekse Nobel Edebiyat ÖdülüÂ’nün bir anlamı yok demektir" şeklinde bir beyanı vardır.
türklere ve türklüğe sövmenin prim yaptığını algıladıktan sonra hızla meşhurlaşan yazardır. batının bize nasıl baktığının en güzel göstergesi pamuk'un aldığı nobel ödülüdür.
6 şubat 2005'te isviçre'de yayımlanan das magazin dergisinde "bu topraklarda 30 bin kürdü ve 1 milyon ermeni'yi öldürdük. türkiye'de hiç kimse bunu dile getirmeye cesaret edemiyor. ben ediyorum'' diyerek vatan haini olarak adlandırılan yazar.
nobel edebiyat odulu almak icin yapilmasi gerekenleri ogrenip icra edince amacina ulasan yazarimizdir. simdi kalkar "turkiyenin tanitimina katkida bulunuyorum" filan da der. dogrudur... biraz once saat basi haber yayinlayan amerikan radyolarindan birinde "-30 bin kurt ile 1 milyon ermeni katledildi bu topraklarda, devletin bu durumla yuzlesmesi lazim- diyen turk yazar odul aldi" diye haber geciyorlardi. dolayisiyla acayip tanitimimiza katkida bulunuyor bravo.
fransa ve hollanda gibi ülkelerde ermeni soykırımı yok demek suçken ve tütkiye cumhuriyeti'nde henüz buna karşı bir alternatif geliştirilememişken ermeni soykırımı vardır deyip de tereyağlı ballı ekmeğin sahibi olanlardandır orhan pamuk, böylece de ülkemizin reklamını pek güzel yapmıştır, teşekkür eder başarılarının devamını dileriz.
nobel ödülünün senelerdir eleştirilen siyasi yönünü türk halkına ispatlamış yazardır. okunması güç ve karmaşık bir uslub vardır. çevirilerini ne yapıyorlar da nobel ödülü verilebiliyor kavramak güçtür.
fransa'nın ermeni yasa tasarısını kabulü ve orhan pamuk'un aynı anda nobele ulaşması bir sürpriz midir, roni midir, şaka mıdır bilemiyorum. ben bu "edebi?" ödülü daha çok bir "aferim orhan" olarak gördüm, bilmiyorum belki de yanlış gördüm.
"türkiyede 30 bin kürt? 1 milyon ermeni? öldürüldü? - orhan pamuk"
"türkler 30 bin kürdü , 1 milyon ermeniyi öldürdü ama bunu benden başka söylemeye cesareti olan yok" diyerek nobel ödülünü kotarmış, "o zaman nobelle birlikte verilen 1,3 milyon $ ödülü mazlum! ermenilere ve kürtlere bağışla da görelim cesaretini " denilebilecek zat-ı muhterem.
yazarlığını takdir ettiğim fakat; yapmış olduğu açıklamalardan dolayı tüm nahoş duygularımı üzerine çeken ve bunu da nobel ödülünü almak için yapan, muradına ermiş kişidir. nobel aldığı için ülkesinde takdir görmeyecektir. o her yanından kan damlayan ve yalan kokan ödülle bu ülkede ne yapacağını merak ettiğim zattır.
türkiye'de yazarlığı bir meslek olarak icra eden, çalışma ve üretme disiplini olan, yurtdışına kendini yıllar öncesinden benimsetmiş nadide bir türk romancısıdır. tebrik edilmekten ziyade, kitaplarını okumamış dolayısıyla kazanmış olduğu ünü ve başarıyı anlayamamış kişiler tarafından vatan hainliğiyle suçlanmış, üstüne bari nobel'i reddetseydi sızlanmalarıyla karşılanmıştır.
sepetinde üç dirhem pamuğu olmayan takımı
fena halde tebelleş oldu orhan pamuk'a...
yok efendim, bu nışantaşı çayır züppesi
-romancılık ne gezer serde!-
reklâm yazarıymış düpedüz
veya son model helikopteriyle kapı kapı dolaşan
post-modern bir seyyar satıcı...
ben ki pre-modern bir şairim, diyorum ki size:
bakmayın orhan'ın hep geçmişe mazilerden dem vurduğuna
harem dairelerinde oryantal göbekler attığına!
o mu sanki edebiyatımızda tek yağmur kaçağı
üslubu bihoş mesleği nakkaş muşambası makintoş!
bakmayın sokaklarda bir müze bekçisi gibi dolaştığına
o tam günün adamı
antika olan biziz asıl
gırtlağına kadar beyaz eşyaya kara paraya batmış
bu tüketim toplumunun has çocuğu o!
bir kalemde yeni bir kalem sürdü piyasa ekonomisine
kitapsızlar mahallesinde salyangoz bellenen, o yasaklı
o tu kaka kitap kapış kapış gidiyor sapamarketlerde
orhan eskiden yok olan bir şeyi yok satıyor
biz ne kızıllar gördük kızılı yok pahasına satan...
varsın o da kırmızı'yı okutsun ateş pahasına
sanatçının sanatıyla siyasi görüşlerinin iç içe geçtiğinde, bunu ayıramayan insanların kımıl kımıl kaynadığı bir ülkede nasıl sanat dışı nedenlerden kaynaklanan infiallere neden olabileceğini gösteren yazardır kendisi.
nobel'in siyasi içerik koktuğunu söyleyenlere inat, o meşhur açıklamaları yapmadan önce dünyanın en önemli 3 edebiyat ödülünden 2'sini, dublin impact ve goncourt ödüllerini alarak yazarlık yeteneğinin * tartışılmasının gereksizliğini ispat etmiştir.
işin tuhafı da, orhan pamuk'un iyi bir edebiyatçı olmadığını söyleyen insanlara sadece kendi ülkesinde rastlanmasıdır. peki neden? verdiği bir cümlelik beyanattan.
" iyi ama onun yazarlığını, edebiyatçı kimliğini o cümleyle mi değerlendiriyorsunuz?"
aman ha! böyle bir soru sizi de onun gibi vatan haini yapabilir.
cümlelerini nasıl yapsam da kimse anlamasa diyerek kuran, lakin ne demek istediği anlaşılmasa da anlaşılmama çabası rahatlıkla anlaşılan ve öyle tahmin ediyorum ki "anladım sizi" diyenlere kendi dahi gülen ve anlayabilenlerin kendilerini birikim sahibi zannettiği ve çoook yakışıklı edebiyatçı yazarımız....
edebiyat anlatamamak değildir, edebiyat öyle bir anlatmaktır ki bazen bir kitap boyu bazen tek cümle ile ama ille anlatabilmek...
gerçek sanatçıların mensubu oldukları toplumların ilerisinde, yol gösterici olduklarını birkez daha gösteren türk yazarı. sadece türkiyenin değil mensubu olduğu insanlığın yazarı. nobel ödülü sahibi. umarım bilim adamlarımızın memur zihniyeti de değişir de bir gün bilim dallarında da böyle ödüller kazanırız.
dünya'nın en prestijli edebiyat ödülünü alan yazardır. nobel ödülleri son dönemlerde ciddi bir siyasi şova dönüştü. bir william golding, bir ernest hemingway gibi usta yazarlara baktığımızda onların pek siyasi yönü olmadığını görürüz. kitapları evrenseldir. keza yaşar kemal için de aynı şeyi söylemek mümkün. yaşar kemal'in kitaplarında da insan ön plandadır *. lakin orhan pamuk kitapları baştan aşağıya siyasi çıkarımlarla doludur. nobel ödülü almasında önemli payı olan kar, Ä°stanbul gibi romanlar başörtüsünden ermenilere bir dolu yorum içerir. elbette düşünce özgürlüğü bağlamında düşünüldüğünde ideolojik kitaplara karşı olmamız söz konusu değildir. ama bunu suistimal etmek ve türkleri yanlış bir şekilde dünyaya tanıtmak nerden bakılırsa bakılsın tasvip edilemez. bu ödülün kendisine verilme gerekçesi, türkiye'de ki "düşünce özgürlüğü" engeline rağmen orhan pamuk'un bu tabuyu yıkması olarak düşünülebilir belki. ama düşünce özgürlüğü avrupalı ülkelerin tekelinde değişebilecek bir olgudur. bunu son fransa'nın onayladığı ermeni yasa tasarısından rahatlıkla çıkarabiliriz. neticede bir türk bu ödülü almıştır. ama türklerin kürtleri ve ermenileri soykırıma uğrattığına inanan bir türk.
kendisinin nobel ödülünü alırken yaptığı ve çok beğenilen konulması hakkında çıkan haber *
12 aralık 2006 internethaber
yazar orhan pamuk'un nobel edebiyat ödülü'nü kendisine verenisveç akademisi'ne hitaben yaptığı uzun konuşmada sözünü ettiği "bavul" hikâyesinin bir benzerinin ünlü yazar amin maalouf'un yolların başlangıcı adlı kitabında bulunduğu ortaya çıktı.
nobel edebiyat ödülünü kazanarak bu ödülün yeteneğe değil sansasyona baktığını ispatlayan ama "benim adım kırmızı" kitabını okumaya değer bulduğum ünlü yazarımız.
"çok sevişenler, iyi yazamaz" diyen yazar, gerçi bu sözünden sonra "pamuk niye iyi yazamadığını mı anlatmak isityor, yoksa sevişemiyor mu?" diyenlerde olmuştu *cevdet bey ve oğulları'nda hiç bir aile bireyinin bir kere bile yatağa girmeyipde ailenin bimem kaç kuşak devam etmesini eleştirenlere, benim adım kırmızı da tokat gibi cevap vermiştir. ama bu da çok sert olmuştur, içinde öyle küfürlü ifadeler vardır ki, kitabı bitirmeden önce verdiğim sözü (ben bitireyim sen oku) yerine getirirken sıkılmışımdır. kitaptaki bütün erkek karakterlerinin geçmişinde eşcinsel deneyimlerinin olması yada eşcinsel temayüllerinin bulunması da bir konudur.
en iyi eseri kara kitap tır
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.