tavandaki sökülmüş dokuyu inceliyordu. yukardaki katın su sızıntısı onun için resimler oluşturmuştu.çok ilginç şekillerdi bunlar .... sabahtı galiba çünkü bioritmi zorluyordu onu ama bir yandanda güneşi görmek istiyordu her nisan günündeki gibi. uzandığı yerden kalktı. yalnız beyni bir türlü ambiyans oluşturamıyordu. caddeden arabalar gecmeliydi, apartmanın önündeki satıcı sabah soğuğundaki gırtlağını zorlamıyordu nedense. yatmaya kalktı tekrardan. saatine bakmaya aklına getirdi ama saati çalışmıyordu. bir şeylerin ters gittiği apaçıktı. yarı uyanıklığın verdiği sersemlik ile tekrardan şekillere bakarken buldu kendini dışarda olanların farkında olmadan..*
farkında olmadığı o kadar fazla şey vardı ki! sağına döndü normalde penceresi olması gereken yerde sıvası dökülmüş rutubetli bir duvar vardı. az önce gördüğü tavan aklına geldi bir anda, odasında değildi o zaman neresiydi burası?
odadaki kapıya doğru yöneldi. kapı kolu yoktu? ancak çok sağlam da görünmüyordu. hafif omuzu ile yüklenmesi ile kapı aralanıverdi bir anda. kapı direk sonsuz uzunluktaki yeşil bir alana açılmıştı. iyice afallamıştı genç adam. bu oda neresiydi , neden buradaydı, rüya mıydı gerçek miydi? bir anda bu kadar soru sorması sonucu beyninin dışarı taşacağını sandı. rahatlamaya çalıştı, derin derin nefes almaya başladı ancak düzelemiyordu. hem bir mantığı yoktu ki!
uzaklardan bir adam yavaş yavaş yaklaşıyordu sanki. beklemekten başka çaresi yoktu. o bekledi adamın silueti büyüdü, o bekledi adam yaklaştı ancak öyle hızlı bit yaklaşma değildi bu. en sonunda beklerken uyuya kalmıştı.
çok gürültülü bir zilin sesi ile uyandı birden. ne olduğunu anlamaya çalışırken karşıdan bir adamın geldiğini fark etti ancak yine farklı bir yerdeydi. adam yanına gelince neredeyim dedi?
adamda sakince kütüphanedesin dedi. ne kütüphanesi dedi genç adam hışımla.
"okulun kütüphanesi ne olacak başka " cevabını aldı.
ama ama az önce bomboş yeşilliğin içinde bir evdeydim diye mırıldandı ...
- hee o mu olurooleseylerbazen diye hıp hızlı söyledi genç adam. ve ardından gülümsedi , gülerken azı dişlerinin uzunluğu görünüyordu... al bu sana dedi ve bir iki kelime yazan kağıdı olurooleseylerbazen'e uzattı ve hemen ayrıldı oradan.
kağıtta sadece şunlar yazıyordu.
"diyara hoş geldin. gerçeklikle , sanallık arasında kaybolma. herşey içinde. artık sen de bir vampirsin."
yakınlarına ilgisiyle, yardımda hiçbir özveriden kaçınmaması ile, insanlara gerçekten değer vermesi gibi bir çok güzel özelliği olan hakiki insan, hakiki dost. her zaman herşeyin gönlünce olmasını diliyorum. ayrıca sözlüğe "bilgi" giren iktisadi insan. *
yoğun temposunu arkasında bırakıp tanım yazmaya dönüşü sonucunda sevindiren vampir. artık daha fazla üstüne gitmeyelim, arasıra oluröyleşeylerbazen ne de olsa.
Kendisinden aldığım her karmadan sonra, yaptığı yoruma, "Olur öyle şeyler bazen." diyerek cevap veresim geliyor. Bir kere verdim bu yanıtı fakat bir yerden sonra can sıkıcı olabileceği tereddütü sebebiyle artık bulaşmıyorum. *
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.