eski ismi mektep. eğitim ve öğretim için varolan kuruluşlar. eğiten ve öğreten kişilere ogretmen, öğrenim gören kişilerede ogrenci denir. devlete bağlı kuruluşlardır. öğrencilere ne öğretileceğine nasıl eğitileceğine devlet karar verir. okul idaresi ve öğretmenler uygular.
ilim irfan yuvası olarak tabir edilen ve eğtim hayatının tamamını yaşamış öğrenci kişilerin ömürlerinin yaklaşık üçte birine tekavvül eden kurum. ilk olarak kreşlerile başlar ve ilköğretim ile devam eder. ardından ortaöğretim ile birlikte gelen ezberci eğitimi alarak üğrenci kişi sınava tabi üniversite dünyasına adım atmak için çalışır, didinir. ilk girişte kazansa bile artık yök'e bağlı bir okulda eğitim çilesini sürdürmektedir. tabi kariyerist bir bünyeye sahip öğrenci kişi bununla yetinmeyip yüksek lisans eğitimi için debelenecektir ve nihayetinde kariyerinin doruğuna ulaşmak isteyecek ve doktora ile peşiıra gelen master eğitimi için çalışacaktır. ve tüm bu evreler okul denen o yegane ilim irfan yuvası içinde olup bitecektir. özet tabiri ile koce bir ömür törpüsü olan okul kod adlı yüce kurum, genç ve bir o kadar taze olan öğrenci kişisinin ömründen ömür çalmaktadır. sonunda ise öğrenci kişilikten emekli o yaşlı insan sayısını bile unuttuğu onca okuldan elinden kalanın koca bir hiç olduğunu anlayacaktır. çünkü hayatını kendini geliştirmek için harcayan insanlar devasa bir yalanı yaşamışlardır.
çok ilginç bir şekilde ölüm kelimesiyle bağlantısı bulunan kelimedir. anlatmak gerekirse; okul kelimesindeki her harften sonraki alfabe harfini yazıp yeni bir kelime oluşturduğumuzda bu ölüm oluyor. * o ---> ö
k ---> l
u ---> ü
l ---> m
verdiği bilgileri hayatta çoğunlukla uygulayamadığımız, var oluş sebebinin kesinlikle stratejik vaziyetler olduğunu düşündüğüm, kendisine gitmeye başlamadan çoook önce okumayı-yazmayı öğrendiğim, sırf bu yüzden de ömrüm boyunca gidilmesi gerektiğine pek de inanmadığım kurum.
kalitesinin, öğretmenlerinin bilgi seviyesi ve öğretebilme yeteneği ile sınanması gerektiği toplu eğitim aracı.
"eğitim-öğretim yılı" tamlamasını pek çok kullanmasına rağmen bırakalım eğitimi, kalitesiz öğretim sâyesinde öğretimden de fersah fersah uzaklara taşınmış cici mektep.
kimisi çok güzel olur okulların... kimisi de nefret ettirir kendinden. eğer türkiye'de yaşıyorsanız, lise çağındaysanız ve gittiğiniz yer bir devlet okuluysa olur olmaz nefret edersiniz. eski sıralar, dayak, rüşvet, kayıt ücreti, ezberci ve berbat eğitim anlayışı, 60 kişilik sınıflar, kötü kokan tuvaletler, sabahın 7si, devamsızlık ve hiç düzelmeyen notlar... kim nefret etmez ? şayet ben bu kadar da kötü bir okulda okumadım liseyi. ama biliyorum ki bu şekilde berbat okullar var. aklıma geldikçe pink floyd'dun harika another brick in the wall düşer dilimin ucuna :)
we dont need no education
we dont need no thought control
no dark sarcasm in the classroom
teachers, leave them kids alone*
kişilik problemi yaşayan veya küçük yaşlarda bunalımlar geçirmiş ya da evde otoritesini kuramamış* bazı öğretmenlerin egolarını tatmin ettikleri yerdir.
korkulu morkulu bir türk filmi. korku demiyorum; zira biz gayet komedi filmi olaraktan izlemiştik. filmin müzikleri özelikle dikkat çekicidir. kevin moore'nin ellerinden çıkan bu şarkılar, filmi izlerken pek acayip bir haz verir adama.
bunun haricinde filmde yer alan ironiler zaman zaman keyif verici olabilmekte.
6 yaşından başlayıp 23 hatta 24 yaşına kadar sürebilen bilgi edinme ya da bilgi ediniyor izlenimi verme sürecidir.genelde kendisini sevdiğinizi yıllar sonra anlarsınız. aaah okul sıralarına geri dönebilsem dediğiniz gün bunu yıllar önce bir başkasından duyduğunuzu ve söyleyene burun kıvırdığınızı hatırlarsınız. normaldir, şimdi de size burun kıvıranlar vardır.
türkiye deki berbat eğitim sistemi yüzünden * çocukların sevmediği eğitim yuvası(!). genelde bu okulu sevmeyen arkadaşlarımız seçim zamanı son gün;
"yok daha karar veremedim" , "ay bilmiyorum şekerim" diyen tiplerdir. kısacası apolitik arkadaşlarımızdır. ve büyük çarkların döndüğü bu büyük dünya da düzen yine işlemiş düşünemeyen insan toplulukları ortaya çıkmıştır. ****
gün gelip çeşitli sebeplerle*açılması için yanıp tutuşabileceğiniz yer.
sınıfarı anfileri kantini koridoru merdiveni ile ayrı bir anlamı ve bütünlüğü olan mekan.
sistemin kendini kabul ettirmek adına yaptığı en sert darbelerden biri, çizilmiş rollerimizin biz hiç fark etmeden giydirildiği yerdir. dışarıda bir okyanus varken bir akvaryumda dönüp durmayı öğretendir okul.
okul bir fabrika gibi ham maddeyi alır, işler, ona vermek istediği şekli verir. tıkır tıkır işler düzen kimse fark etmeden. dar bir çemberin içinde yaşamayı öğretir okul. dışında kalanlar olur, içinde boğulanlar olur. okul mevcut düzenin maşasıdır. görmeni istediklerini gösterir düşünmeni istediklerini düşündürür. kalbindeki soğukluğu, aklındaki boşluğu, içindeki ezilmişliği yavaş yavaş işler. seni kendi küçük oyunlarıyla oyalar, masallarıyla uyutur. aradan yıllar geçip seni tamamen sindirdiğine inandığında sistemin işleyen çarklarından biri olmanı ister senden.
eğer sana verdiği şeklin dışına çıkarsan, gösterdiğinden fazlasını görürsen seni ezmeye, söndürmeye çalışır. bilmek güzeldir herşeye rağmen ;
sana denen neyse onu yap! çok konuşma! sürekli aynı kalıp sabunu yut.. üniversite tahtasında 20 yıldır aynı yerde duran formüllere bak.. (bkz: öğrenilmiş çaresizlik)
İlginçtir ki içindeyken genelde nefret edilir bu kurumdan. Her gün sıcak yatağından kalkıp okul denen o lanet olası(!) kuruma gitmek kocaman bir anlamsızlık gibi gelir pek çok öğrenciye. Gel gör ki okulu bitirip yine her sabah sıcak yatağından kalkıp gecelere kadar alın teri dökmeye sıra gelince değerlenir okul ve o boş değerli, zihnin en dinç olduğu zamanların boşa geçmesine ve ah vah edilir ama geçtir, geçmiştir. **
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.