doğum günü kutlu olasıca... yaşayıp yaşayıp da yaşlandığın zaman bile genç kal e mi! senin kötülüğünü isteyenler teneşire gelsin. derslerinde hocalarının ağzı dili bağlansın da elleri hep en yüksek notu vermeye varsın. doğum günlerin hep mutlu ve de neşeli geçsin. sevdiklerin hep yanında, yörende, sinende olsun!
(atasın bi 10 lira bakayım bakla falına be yav! beleşe dua bu kadar oluyo ciğerim! * )
zamanın bizleri nerelere savuracağını bilmeden yaşamak, çok da umutsuzluğa kapılmaya yetmiyor aslında değil mi dostum?
ömrümüz aslında hayat otobüslerinde geçmiyor mu zaten... beden nereye giderse gitsin, önemli olan ruhun seçtiği ağacın gölgesi değil midir ?
bu kadar hüzünlü cümle öbeği yeter ama dimi. **
ege yolcusu güzel dostum benim...
ben tembihledim oradaki denizi, evinin yanıbaşındakini aratmayacak derinlikte mavi, asilikte dalgalı, vefalıkta yaren olsun diye sana.
gökyüzünü de tabi, kol kanat gersin, yıldızıyla büyüleyip, mehtabıyla aydınlatsın diye geceler karardımı, etrafını...
insanlarına da engel olmak isterdim, elimden gelebilseydi de kalplerindeki gölgeyi silebilseydim, sana karayı anlatmaya kalmasaydı hiç...
yeni bir şehir, yeni insanlar, yeni hikayeler, eski olmuş bitişlerin kuyruğuna takılıp gelen yeni başlangıçlar olacakken etrafında;
ister karadeniz, ister akdeniz, ister ege, ister kızıldeniz...hangi derişimde mavi olan denizin toprağında olursan ol, yanıbaşında olacağım.
daha az seviyorum seni..
giderek daha az..
unutur gibi seviyorum..
azala azala..
aramızdaki uzaklığın karanlığında..
geceler kısalıp..gündüzler uzuyor öyle olunca..
daha az seviyorum seni..
kendini iyileştiren bir yara gibi..
daha az..
ve zamanla..
sen geceyi tutuyorsun..ben nöbetini..
uzak dağ kışlalarında..
görmüyoruz birbirimizi..
usul usul sis iniyor..
kopmus yollara..
ışığı hafif..uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin..
bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda..
sevgilim sevgilim
yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin
nöbet kadar yalnızken ögreneceksin bunu da..
artık daha az seviyorum seni..
unutur gibi..ölür gibi daha az..
yeniden ödetiyorum kendime
onca aşkın öğretemediğini..
kolay değildi..
yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben..
kaç aci birden imtihan etti beni..
bir tek gece vardır insanın hayatında..
ömür boyu sürer nöbeti..
bu da öyleydi..
iyi ol..
sağ ol..
uzak ol..
ama bir daha görme beni..
bil ki ey sevgili!
ben seni aklımdan hiç çıkarmadım;
ben sadece aklımı çıkardım.
ve böyle bilsin bütün dünya,
ben aklımı senin ramına değil,
senin uğruna senden çıkardım...
evinin yollarında şimdi...sağ salim o yolları aşıp sıcak çatışına ulaşması dileğimken, tam da manisa civarından göz kırpıyor bana, daha başında belki yolculuğunun, ama ben sabırsızım bugün pek bi,
içinde bir damla abartma, ekleme varsa ajdar sevgilim olsun... **
fels: vıdı vıdı bık bık....ben çalışcam bu yaz ama bir haftalığına kaçmayı düşünüyorum oraya.(samsun)
ha bi de ney kursuna başlıyorum.
why: ney kursuna? desem kusar mısın?
fels: evet. kustum.
why: heh heh.. yan cebin vardı dimi?
fels: bu kadarı fazla.
why: yoksa eğer? söyle yani ahah
fels: (smiley felan yok gayet ciddi) üstüme geliyorsun! üstüm başım kusmuk içinde... ama başım üstümde değil. evet allahım. intaar etmeliyim!
why: (espri yaptığına bin pişman) daha beterleri de varmış :s
şaka ya da gerçek, her halt bir yana, kendisini feci şekilde özlediğimi fark ettim. bitmek bilmeyen derdim, dersim kursum sınavım son bulduğu an ki bu muhtemelen haziran oluyor; kendisini görmeye ve bir fincan çayla köşe kapmaca oynamaya yanına uçacağım...
melankoli basili ve şehirdışından gelen whyyyyy tatlılarını yemiş sohbet etmektedirler. adeti olduğu üzere melankoli basili peçeteleri küçük küçük parçalara ayırmış tüm tabağı peçeteyle doldurmuştur.. garson gelir ve bitmiş olan tatlının tabağını kaldırmak üzere davranır.. derken terasa çıkan kapı açılır ve şiddetli bir hava akımı yaşanır. tabaktaki tüm peçete parçaları zavallı whyyyyy' ın başında aşağı konfeti edasıyla dökülüverir. melankoli basili kahkahasını tutmaya çalışarak "sürprizimi beğendin mi?" diye sorar. garson da olaya iştirak eder "benim suçum yok yap dediler yaptım" der. kısa süreli duraksamadan sonra whyyyyy' in üzerindeki peçeteler temizlenir garson ve melankoli basili gülmektedir. whyyyyy hafif kizarik moddadir. hemen konuyu değiştirmeye çalışır melankoli basili dakikalarca olaya konsantre olmakta zorlanır. hatta bu tanımı yazarken hala sırıtmaktadır.
bildiğin barzo*. kamera görünce şekilden şekle girer*, pes oynar eline alır*, şarkıya ya erken girer ya da geç, back vokalde "yalaaağğğn" diye böğürür filan. komik adam vesselam. ayrıca türkiye'nin öteki ucundan gelemeyen nargile tütünü için kendisine şu repliği armağan ediyorum.
sonunun sonunun nereye varacağını bir türlü kestiremediğimiz, biz..
dönüp dolaşıp birbirimizi bulmamız garip mi, güzel mi, korkutucu mu karar veremedim hiç.. bu sefer de öyle oldu. kararsızım. ama emin olduğum teş key var, iyi ki sen varsın.. şunu biliyorum ki, seni tanıdığım ilk andan beri, hayatımda olmadığın her saniye bir şeyler eksik bende. o yüzden hiçkimse ve hiçbir şey dolduramadı senin gidişinle dolan boşluğu. hiçkimse acıtamadı canımı, senin hayatımdan gittiğinde oluşan acı kadar..
kafamdan geçenleri kelimelere dökmeye korktum uzunca bir süre. yüzleşemedim boş sayfalarla. kalemi elime alıp sana birşeyler yazmaktan korktum. çünkü bazen öyle zamanlar oldu ki içimden geçenler senin canını acıtacaktı. senin canını acıtan cümleler benim yaralarımı deşecekti. canımın onca zaman acımasına rağmen, canını yakmaktan korktum, yine..
ama yine buradasın. yüzünü her istediğimde göremiyor olsam da, kokunu alamıyor olsam da yanıbaşımda, çok uzakta olsan da benden, buradasın..
sana ulaşabilmek için, tekrardan her şeyiyle biz olabilmek için, tek bir şansımın kaldığının farkındayım. aslında senden bunu isteyecek olmam, dışarıdan bakıldığında büyük bir bencillik.. bir kişiye, hayatının geri kalanını etkileyecek bi karar verirken karışamam. ama söz konusu sen olunca, şansımı sonuna kadar denemem gerektiğini söylemekte içimdeki ses.. ve ben uzunca bir zamandır o sesi dinliyorum.
bu yaz her şeyin bitebileceği ya da her şeyin yeniden başlayabileceği bir zaman dilimi olacak. ve ben heyecanla bekliyorum bu yazı.. halbuki yazdan nefret ederim, bilirsin..
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.