bir olay karşında sonucunu olumsuz düşünmek.. insanlar umutsuzluğa çok sık kapılırlar ... gelecekte neler olacağını bilmediğimiz için hayat önümüze neler sunacak bilemeyiz.ne olaylar yaşayacağımızı, nelerle imtihan olacağımızı allah'tan başka kimse bilemez çünkü.. dünyaya imtihan olmak için geldiğimizi unutmamak ve işlediğimiz günahlar karşısında da allah'a sığınmak *, allah'tan yardım dilemek, hayrın ve şerrin o'ndan geldiğine inanmak * umutsuzluğa kapılmamıza engel olur ve ozaman herşeyin hayırlısını dileriz...
intihar etmeyi düşünmek, hayattan artık hiç bir zevk almadan nedensiz, sebepsiz, yaşamak için yaşamak, herşeyin insanın gözünde boş olması, şu koskoca dünya da ezilip gideceğini düşünmektir...olumsuz bir duygudur. insani kahreder, eli kolu bağlıymış gibi hiç bir şey yapamayacakmış gibi hissetmektir. bence umutsuzluk ruhen hastalıktır. çünkü tanrı hiçkimseye kaldıramayacağı bir yükü vermez insanlar arabartırlar ve sonrada işin içinden çıkamazlar. her gelen gecenin arkasından nasıl güneş dogmasını biliyorsa insanlarda bazen umutsuzluğa kapılırlar. işte o zaman kendilerini yıpratmak yerine elbet bir gün güneşin doğacağını düşünerek hayata daha çok bağlanmaları gerekir
yıkar insanı. tarumar eder hayalleri, sevinçleri, birtürlü doğmaz senin için güneş. ne gecedir ne gündüzdür, boşluktasındır. içini yırtar, umutsuzluk heran içinde büyüyen bir canavardır. birkere pes edersen karşısın da, ne kalp bırakır, ne sevgi içinde, tüm güzellikleri yer bitirir. kurutur insanı, bakışlarını soluklaştırır. bir bakarsın ceset olmuşsundur. umutsuzluk, nefes alan ama yaşamayan, algılamayan biri haline getiren ve baş gösterdiği anda acımadan infaz edilmesi gereken bir canavar işte. *
çok fenadır çook. siz abisinizdir, büyüksünüzdür, insanların sorularına cevap verilmesi gerektiğinde ilk akla gelensinizdir.
size hiç yakıştırılmayandır umutsuzluk. halbuki siz umut kaynağısınızdır.
ve nasıl olursa birden sizde o ağa düşersiniz. beyn-el havf-u ver-reca * denilen şey kafanızdan aniden silinip gider. üzerindeki araçların hızla yol aldığı bir otobanda kendinizi çırılçıplak kalakalmış gibi hızla devinen hayatın ortasında ne yapacağınızı bilemez halde buluverirsiniz. sizi hayata bağlayan köprüler yıkılmış. umutsuzluk adasında kalakalmışsınızdır artık.
bir müddet bu böyle gider. ve sahilinize içinde mektup olan bir şişe sürüklenir. allah allah der, açarsınız şişenin mantarını. o kısacık not yıkılan köprülerinizi tamir eder, umut iki kanat gibi filizlenir kürek kemiklerinizden.
insanlık halidir, olur. gelir insanın başına. hangi açık pencereden sızdığını bilse insan kapatıverir, olur biter ama bilinmez. bazen küçücük bir tetiklenme yeter. ama eninde sonunda geçer.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
