tesadüflerin en güzeli ile hayatına balıklama dalış yaptığım, ve ordan da çıkmaya canım cıksa niyetimin olmadığı dost. *
sarılırken çok sarstım onu daha ilk görüşümde. belki, deli midir nedir diye düşündürmüş olabilirim kendisini * inkar da etmiyorum hani...
beraberken zamanı dönme dolap gibi şiddetli hızda geçirdiğimiz yetmiyor, bir de 'nasi geçti ulan şu kadar saat' tartışmasıyla kalkamıyoruz yerimizden...
sevdiğim, sevdiklerimi koynunda beslediği şehre adım attığım an yanında biteceğimi bildirmek isterim.
tesadüfün en güzelini de bana yaşattığı için teşekkürü borç bilirim kendisine. daha yapacak çok işimiz var. **
ama en büyük iş şimdi mutlu olabilmek herşeye rağmen. kağıtta yazan değerler kaçı vurursa vursun, ruh değerleri yerinde olsun da, herşey çok daha güzel olucak dostum. sen yeter ki inan...
hem ben varım daha nolsun. dimi yani * geleli çok oldu evet. ama içimden geliyor söylemek:
çatlağımdır benim. 9 mayıs duman konserinde beraber eğlendiğim, dans eden çiftlere aç kedinin ciğere bakar gibi beraber bakakaldığım insan yavrusu.
saçı, başı, gözü kaşı boyayıp, daha konser başlamadan yağan yağmurla, 5 adet sıçana dönüştüğümüz o an ne eğlenceliydi... koca duman gelmiş, kimsede içki yok, sigara yok. diye düşünürken benim arkadaşlardan birinin koynundan koca şarap şişesini çıkarması da ayrı bi olaydı...
duman kafayı çekiyor karşımızda, biz mal gibi bakıyoruz. tıkış tepiş ortamda bir adet kavga kopuyor ve kavganın öznelerinden biriyle dost oluveriyorum... * şarkılarla kimi zaman zıplayıp, kimi zama dalıp gidiyoruz mazilere. ama maziler silinmeli artık değil mi. geçmişin sana gölge olmalı ama peşinden gelmemeli. aynan olmalı dönüp bakabilesin arada. nerede olduğunu anımsatan bir pusula olmalı. bunu beraber öğrendik.
en zor zamanlarımda yanımdaydın, pusulamdın benim. sen ve iram, kırışmış kanatlarımı düzene soktunuz. önümü görmemi sağladınız. daha veletlerinize bakıcak olsam da. her daim yanıbaşınızdayım. o koca kafalarınızdan çıkarmayın bunu.
geldik aparta. içicez güya. içtik de gerçi ama bu dayanıksız bünyem sebepli yarım kutu bile içemeden pis pis sırıtmaya başlayıp sızmam, eğlence kaynağınızdı. sizin lost sevdanız yüzünden dizinin 1. sezonundan 4 e zıpladım o da ayrı.
uyuyalım dedik, uyuyamadık, fotolar çektik uyur numarasına yatıp. çocuklaştık az biraz. bursa turu yaptık sonra...akşamın bilmem kaçıncı saatinde otobüssüz kaldık orhangazilerde...
dertleştik, güldük beraber. paylaştık herşeyden öte.
kim derdi değil mi canım benim. her defasında bu defa güvenmeyeceğim diye kararlar alıp, yine buluverdik birbirimizi...
iyi ki hayatımdasınız. hep de orda kalın zaten, hiçbir yere bırakmam zaten sizi... *
aynı sofradan barbekü soslarını ve sarımsaklı mayonezini yürütmeme, kendi deyimiyle şirin horlamamla uykusunu mafetmeme, okeyde 2 turda bir bitirmeme, pis yedilideki bitmek bilmeyen iddalarıma, halılı kıymadan köfte çıkarmalarıma *), kız kulesine baktığımı sanıp gözlükleri sahiplenmelerime, uzun marlborosunu berbat etmeme kısacası bana katlandığı için, herşeyden önemlisi bana evini açtığı için buradan sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum kendisine...
şaka bi yana, en kısa zamanda tekrarlamak dileğiyle...
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.