türkiye'nin en çok tartışılan spor magazin programıdır. evet yanlış duymadınız, "spor". en son ne zaman halil mutlu'yu televolede gördük acaba. ya da elvan abeylegesse şu an kimle beraber fikriniz var mı hiç.
fakat şuna dikkat çekmek istiyorum ki televole gerçek anlamda reklamcılara okutulması gereken mükemmel bir marka olmuştur. ortalarda dolaşan "televole kültürü" gibi elit isme bile sahip olmuş, sosyologlar tarafından incelenmiştir. biraz derine inip kelimeyi düşünelim dilerseniz.
tele - vole. televizyonun ilk hecesini ve bir futbol terimi olan voleden oluşur. yani tamamen bir futbol programı olarak başlamıştır. hatta maradona'nın zamanında "marabaa televolee ahaha" repliğini herhalde bilmeyen yoktur. fakat her popüler olan şey gibi televolede dejenere olmuştur. yapısı değişmiş, popüler olmak isteyenlerin silahına dönüşmüştür.
sporu bırakıp futbola dönmüştür. neden, çünkü en popüler, en takip edilen, en kitlesi olan spor dalı futboldur. sonra bakılmıştır ki bir kesime uzak kalınmıştır. kimdir bunlar? elbette kadınlar. hani traş reklamlarında bile gördüğümüz reklam üniteleri. onlara yakın olmak için sosyete haberleri verilmeye başlanmıştır köşelerden. sonra bir telefonla röportaj ayarlayan magazinciler televole içine girmişlerdir. böylece o pis, yapay, iğrenç kendilerine nasıl oluyorsa "sanatçı" diyebilen kültürsüzler kültürlüleri karşımıza gelmeye başlamıştır spor programı karşısında. öyle ki onların kıyafetlerine puanlar dahi verilmiş, yazın balkona çıplak çıkıp içtikleri sigaralar attıkları voleler gösterilmeye başlanmıştır.
böylece dejenere olan program, halkı da dejenere etmeye başlamıştır. onlar gibi "ortamlara akıp" "oha falan olmak" isteyen hanım kızlarımız, beylerimiz ortaya çıkmışlardır. suçları yoktur. tele onlara vole atmıştır, onlar kurbanlardır, onlar popülaritenin kurbanlarıdır. tek suçları düşünmemek, gösterilen cici şeyleri öylece kabul etmek ve dünyayı dünyada yaşamaktır.
işte bir basit programın evrimidir bu. bir toplumu etkilemesidir. bir spor programının türkiye'yi kasıp kavurmasıdır. sosyoloji, halkla ilişkiler, reklamcılık, hatta hukukta bile incelenecek birşeyler bıraktığı apaçık gibidir. yazık.
evvel zamanda (ki arada 10 sene oldu falan derler yayına başlayalı) futbolcuların komiklikleri, onlar hakkında olaylar ile başlayan programdır. zaten volesi de buradan gelmekte. ancak yozlaştırmada üzerimize olmadığından, futbol ile ilgili olan bir programı cemiyet diye tanıttıkları, kültürsüz, sadece parası olan erkeklerin, mankenlerle olan gecelik, haftalık ilişkilerini göz önüne serdikleri bir program olmuş çıkmıştır. bunu nereden biliyorsun diyebilirsiniz, ancak on yıllık bir program hakkında az çok bilgim olması da normal değil midir?
bilmem kim bey, şu bu o hanım ile basıldı dan dan dan şok haber, bilmem kimin tangası ne renk az soora, içip içip sapıtan kim?????, bilmem kimin uzatmalı sevgilisi kameramandan niye kaçtı? gibi başlıklara da her programda karşılaşabilirsiniz, zira dedikodu seven halkımızın başkalarının hayatına ziyadesi ile ilgi duyduğu da bir gerçektir.
bu programların izlenmesinin de nedenleri gayet basit. ortalama eğitim süremizin 2-3 sene aralığında olması genel olarak eğitimimizin ne olduğunu gösteriyor. tabii gençnüfusumuzu da unutmamak gerekiyor. gençlerin de bu tarz hayatlara özenmesi de normal. cicili bicili gösterilen, para sıkıntısı olmayan bu hayatların insanlar tarafından merak edilmesi, yakışıklı beylerin (tabii yakışıklı olması yetmez, paralı da olmalı.), güzel hanımların ilgi çekici olmasıi belki de sürekli reklamları ile dayatılması da bu programların izlenmesinde (benim açımdan) büyük etkenler.
toplumumuzda boy gösteren ahlaki çöküntünün, seviyesizliğin en büyük kanıtı olan tv magazin programı. bir an önce kaldırılmalı yada gece geçsaatlerde yayına girmelidir.
günübirlik ilişkilerin "aşk" olarak nitelendirildiği, buna göre; ekranında gördüğümüz bir çok kişinin "çatır çatır aşk yaşadıkları", kahramanlarının hepsinin modern "anlık leyla-mecnun" olduğu, kültür oyucu, içboşaltıcı, "fast food hayatı" ağacının bir dalı.
orospuluk ile sanatçılığı birbirine karıştırabilecek kadar cahil birilerinin, kendilerinden daha kazma birileriyle düzüşmesinin ürünü mü daha mühim, birçok gazetecinin katillerinin hâlâ bulanamaması mı?
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
