öğrencilerin iş hayatına atılan ilk adım olan staj türkiye'de pek anlaşılamayan hususlardan biridir. "staj" kelimesinin geçtiği yerlerde hala gülücüklerle "fotokopi, çay, kahve, bedava yemek" gibi diyaloglar duyulur. zira bir gençbeyinin gücü ve önemi anlaşılamamış, bu kişiler genelde harcanmıştır. en kötüsü ise geri getirilemeyecek bir değer olan zaman kaybıdır.
geleceğin iş sahipleri tamamen savunmasızdırlar. "girişken olun, sessiz olmayın" diyen ebeveyn ve sektör öncüleri sadece lafta kalırlar. zira her ne kadar girişken hatta çığırtkan olsanız bile tamamen istediğiniz olamaz. ya siz beklediğinizi bulamazsınız, ya da işvereniniz sizi önemsemez. bundandır ki türkiye'nin geleceği bu topluluk ilk deneyimlerinde genelde kendi işinden ve sektöründen soğur.
okunulan mesleği uygulamalı öğrenmek amacıyla,diploma almak için yapılması şart koşulan genellikle karşılıksız yapılan işdir. bir şeyler öğrenicem diye bir süre hevesle gidilir çay demlemek,ortalığı toparlamak,faturaları düzenlemekden sıkılan öğrenci ben bir ara staj dosyamı almaya uğrarım diyerek ordan uzaklaşır.
çoğu zaman öğrenci için işkencedir çünkü staj yapılan yerde ya mesleğinize uygun bir uygulamayla karşılaşamazsınız ya da karşılaşsanız da sizle ilgili kişi sizinle uğraşmak istemediğinden size ıvır zıvır işler verir ya da hiçbir şey vermez. çeviri yaparsınız*, çay getirirsiniz, dosyalama işlemlerini yaparsınız, bazen taşıyıcı görevler edinirsiniz. bazılarımızda ilk gün bir de son gün gitmeyi yeğler staj yapılan yere, tabi bu hoş görülürse. stajyerler kendilerine gereksiz işler verildiğinde "aman amelelik yaptırıyorlar bana" diye şikayet eder, sizin mesleki dalınıza uygun bir şeyler veriliyorsa "kendi işlerini bana yaptırıyorlar, ben acemiyim bu kadar da iş verilmez ki cnm, bari maaş versinler adamlardan çok çalışıyorum" diye de yakınabilirler aynı zamanda, boş otururlarsa da sıkıntıdan dolayı şikayet ederler de ederler. ama elimiz kolumuz bağlıdır, sistem staj yapılmasını ön görür ve ne kadar bir şey kapılsa kardır. mesleki şeyler adına bilgilerden değil, tamamen iş yaşamı adına gündelik deneyimlerden bahsediyorum. insanların bu ortamlarda nasıl hareket ettiğini, birbirlerine resmiyet gereği nasıl da yapmacık nezaketlerde bulunduklarını, hiyerarşinin emir vermede ve aynı zamanda saygı derecesinde de etkin olduğunu görüyorsunuz. bu ortama yavaştan adapte oluyorsunuz ya da ilerisi için böyle bir ortama adapte olmamanız için var olan nedenleri görüp sisteme küfür ediyorsunuz. ama yine de o kadar korkulacak, şikayet edilecek bir şey değildir. düzgün adamların* ve size gerçekten yardımcı olacak insanların bulunduğu hoş staj yerleri de vardır ve staj içinde geçirilecek zamanı değerlendirmek biraz da sizin girişkenlik ve gözlem gücünüze bağlıdır.
alınan teorik bilgileri, pratiğe dökmeye yarayan ve ileride iş hayatında işinize yarayacağı söylenen, üniversite hayatının olmazsa olmazı, yaz tatilinin stresi, gereksiz kaygı duyurucu...
şimdi efendim bu staj mevzuunda da biz kendimizi gösterip, tanıdık eş dost deyip naylon olaraktan bu işi halletmeye çalışıyoruz. ancak, zaten mantık itibari ile, okul kadar gerekli olan bu olayın bu şekilde basitleştirilmesi ve verilmesi gereken en dandik ders kategorisine sokulması ne denli mantıklıdır bilinmez, lakin öğrenci sıralarında en ufak dersi kaynatmanın kar sayıldığı gerçeği ile, bunu da kaynatmak sanırım kişilerin en büyük zevklerinden. tabii ki, insan hiç kendisini geliştirmekle uğraşır mı, bilmem nerede tatik yapmak var iken?
zaman geçip, mimar mühendis ve ya başka birşey olunca, çalışma ortamında herşeyin bizim tarafımızdan bilinmesi beklenince umarım bunu yapan arkadaşlar kafalarını taşlara vurmazlar.
tecrübesizliğinizi ilk defa sergilediğiniz ilk ciddi platformdur. gerek geleceğiniz için seçtiğiniz meslek adına olsun, gerekse bir iş ortamında ne olayların döndüğüne dair ilk defa karşılaşılan belirli bir süreliğine yapılması zorunlu olan süreçtir. bunun için bir staj başvurusu yapılır. özgeçmişiniz ile beraber deneyimlerinizi içeren kısa bir metin yazılır. (bkz: cv) bu metin elden başvurulan yere teslim edilir ise işe kabul edilme şansınızı daha çok arttırırsınız. kısa bir mülakattan sonra iş için kabul edildiğiniz vakit, okuldan yazılı bir dilekçe staj kurulunca onaylatıldıktan sonra başvurduğunuz yere okul tarafından gönderilir. staja başlama tarihini takvimler gösterince işte o korkunç dönem, staj dönemi başlamıştır. ilk gün eliniz ayağınız birbirine dolanır. ancak 1.haftanın sonunda özgüveniniz gelmiştir ve işler rutin bir şekilde ilerler. yaz dönemi staj yapanlar için bir işkencedir staj. heleki kliması olmayan bir yerde çalışıyorsanız tüm sinir sisteminiz altüst olmuştur. staj karnenizi tutan görevliler bir yandan size not verir iken sizde staj raporunuzu hazırlamakla meşgulsünüzdür. staj dönemi bitince, notunuz okula kapalı bir zarfla gönderilir. siz staj raporunuzu staj kuruluna teslim ettikten sonra kurul yazdığınız raporu okur ve onaylanıp onaylanmayacağı da okul panosunda açıklanır. işte bütün bir staj evresi genel hatları ile bunlardan ibarettir.
bir öğrencinin iş hayatına attığı ilk adım olarak nitelendirilir.
bir yandan zevklidir, ilk profosyonel deneyim, yapacağın işin inceliklerini kavrama, yeni insanlar, yeni mekanlar...
zevkli olmayan kısmı ise sabah 8 akşam 5 , bütün yıl okula gitmekten bunalan bünyeye yapılan en acımasız eziyettir.
neyse ki staj sadece iş hayatının fragmanıdır bir ay gibi ortalama bir zaman dilimini kapsar.
en dikkat edilmesi gereken nokta ise; gelecekle ilgili planları yeniden şekillendirir. dörtgözle iş hayatını bekleyen öğrenci kişisini vazgeçirebilir.
çok zevkli, güzel bir deneyim. allahtan benim klasik memur niteliği taşıyan bir stajım olmamıştı belki de bu yüzden keyifli gelmiştir. bir de işin içinde 7-11 yaş arası somut işlemler döneminde olan çocuklar olunca dadından yenmiyor. *
anadolu öğretmen liselerinde 2008 yılından itibaren yürürlüğe sokulmuş uygulamadır staja giden çoğu öğrenci öğretmen olmaktan vazgeçer. ama bazı aklı selimler ise öğretmen olucam diye tuttururlar gittiğin yere göre tam bir işkenceye dönüşebilen veya gezi yerine geçebilen olaydır.hele ki 23 nisan haftasında yatılı ilköğretim bölge okuluna gidersen okulda öğrenci bulamazsın ve tamamen derslerden bir haftalık kaçışa dönüşür.
yapıldığı yere göre yapılacak işlerinde değiştiği hede. İlla fotokopi-faks çekilicek diye birşey yok, tornacıda-frezecide yapanlar fotokopi çekmeyi mumla ararlar. Bu staj genelde öğrencilere hayat koşullarının zorluğunu gösterir ve bu stajdan sonra öğrenci okulunu daha bir sever, değerini daha bir anlar, bundan sonra ders çalışacağına söz verir kendine.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
