sokak

  1. (bkz: sokak çocuğu)
    (bkz: sokak kızı)
    (bkz: çıkmaz sokak)
    (bkz: sokak lambası)
    (bkz: sokak şarkıcısı)
    (bkz: sokak kedisi)
    aklıma geliveren çağrışımlardan bazılarıydı...
    (hashacip 01.03.2007 16:33)
  2. kalabalıkta fark edemediğiniz pek çok detayı sabah ıssızlığında fark edebileceğiniz mekanlar. insanların asıl yüzünü o zaman görürsünüz. her gün tertemiz olan bir apartman önü, hangi balkondan geldiği bilinmeyen çiğdem çekirdek kabuklarından bir halıyla örtülüdür her sabah. balkonlara bakarsınız, hepsi bir, hepsi ıssız, hangi dairede kaç kişi yaşar bilmezsiniz. yol kenarlarında akşamcıların biraları, belki ifrazatları.

    kedler için bırakılmış balık kılçıkları mazgalların üstüne saçılmış. zemin kattaki bir daireden tekir-beyaz bir kedi perde ile cam arasında etrafı izliyor, iki dünya arasında, ev ile sokak. dünyanın en yorgun insanları olması gereken bakkallar sabah kamyonlarını karşılıyor, sütler iniyor, yoğurtlar, günlük gazeteler sicimle bağlanmış, bırakılıyor paket paket. sabah ekmekleri sıcacık. fırından odun ateşinin kokusu geliyor, o kokunun müthiş karafırın ekmeklerine sindiğini biliyorsunuz. beyoğlu pasta fırını buram buram un kurabiyesi kokuyor, diş laboratuvarı henüz başlamamış akril tepmeye, havada hep güzel kokular var.

    sabah serinliğinde, iki apartmanın arasından arkadaki bahçe görünüyor, kuş sesleri, değil sokağı, bütün dünyayı kaplıyor, kuşların boğazı yırtılıyor ama susmuyorlar. önleri demir kepenklerle korunan vitrinlerde ayakkabılar sahipsiz, renkler sabah solukluğunda. cansız mankenler gündüz olduklarından daha cansız. kumpirciler dünden kalan rus salatasının üstüne yenisini ekliyorlar, en dipte birkaç asır öncesinin bezelyelerine rastlamak mümkün olmalı. çuval çuval iri boy patates geliyor. pizzacılar yerleri siliyor, salad bar için malzemeler geliyor bir kamyonetle.

    24 saat açık manav limonları belki yüzüncü kez diziyor. elmalar pırıl pırıl, domatesler capcanlı. tezgahın arkasındaki ayna yüzünden her sebze ve mevyeden iki tezgah dolusu varmış gibi. mavi muşambalar solmuş, duvardaki muz resimleri ise yepyeni. internat kafeler ıpıssız, klavyeler sihirli dokunuşlardan uzakta. yılmaz ipek saz sarayının klarnetleri parlamıyor, sedef işlemeli bağlamalar göz almıyor. içerden müzik sesi gelmiyor, davul kimsesiz.

    eski püskü örtülerin, sokağa bırakılıvermiş eski koltukların yeni sahipleri kediler. köpeklerse iri ve hantal vücutlarını sallaya sallaya iki adım atıp çöküyorlar. kulaklarındaki sarı işaretler sallanıyor. kendileri kadar sırt çantası taşıyan çocuklar yürüyorlar, winxler ve spidermanlerle doluyor yollar. tak-tak-tak-tak bir bankacı yürüyor, tok seslerle bir öğretmen yürüyor. ayaklarını sürüyerek öğrenciler geçiyor. bisikletli arabalarıyla gevrekçiler fırınlara gidiyorlar. converse'li üniversite öğrencileri dirsekleri ile kaburgaları arasına kıstırdıkları spiralli defterleri ile geçiyorlar. ilkokulluların barbie'li resim dosyaları var.

    sonra güneş yükseliyor.
    sonra körfezin üstündeki sis azalıyor.
    330'a bir kalabalık biniyor.

    sonra sürünün bir parçası da siz oluyorsunuz. bomboş bir sokakta kediler ve sardalya kılçıklarının tek hakimiyken bir koyun oluyorsunuz sadece.
    siz kök salıyorsunuz belki ama martılar özgür.
    (queen tinorfithiel 08.12.2009 23:17)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.